12 Eylül 2013 Perşembe

GAYRIMENKUL

Merhaba,

17 Ağustos 1999 depreminin 14. yılını geride bıraktık… Resmi kayıtlara göre 17.480 vatandaşımız hayatını kaybetti,  23.781 kişi yaralandı, 505 kişi ise sakat kaldı. 285.211 konut, 42.902 iş yerinde hasarlar oluştu. Aradan yıllar geçmesine rağmen, toplum ve birey olarak,  bu acı yüreklerimizde hala taptaze.  17 Ağustos tarihi kuşkusuz birçok kişinin hayatında olduğu gibi gayrimenkul sektörü için de bir dönüm noktası oldu.  Geçen zaman,  hem güvenli binaların yapımında,  hem de sektördeki yenilik ve yatırımların ivme kazanmasında etkili oldu.  Bina güvenliğine bakıldığında,   eski yapılara göre çok daha sağlam ve güvenli yapıların inşa edildiğini söylemek mümkün. Ancak halen alınması gereken çok yol var. Beklenen yasal düzenlemelerin hayata geçmesiyle olası hataların engellenmesi, müteahhitlik ayağının belli bir disiplinle denetlenmesi, dünya standartlarının üstünde güvenli binaların inşa edilmesi ve dolayısıyla yeni acılar yaşanmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. 

Diğer taraftan ülkemizde gayrimenkul sektörü, özellikle son 10 yılda kayda değer biçimde öne çıkarak yatırımcılar için giderek daha cazip fırsatlar sunmaya başladı. Avrupa ve ABD gayrimenkul pazarlarında son ekonomik kriz ve küresel mali daralmanın olumsuz etkileri hissedildiği halde, Türkiye’deki gayrimenkul pazarı gelecek vaat etti. PricewaterhouseCoopers ve Urban Land Institute tarafından hazırlanan ‘Avrupa - Gayrimenkulde Yükselen Trendler’ raporu, Türk gayrimenkul sektörünün gerek yerel gerekse küresel anlamda nasıl ilgi odağı olduğunu gözler önüne serdi. Emlak Sektörü Yabancı Yatırımcılar Birliği (AFIRE) tarafından gerçekleştirilen bir başka araştırmaya göre, Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında gayrimenkul yatırımlarına ev sahipliği açısından en cazip üçüncü ülke olarak öne çıktı. Jones Lang LaSalle tarafından hazırlanan Türkiye’de çeşitli sektörlerin değerlendirildiği ‘Türkiye Gayrimenkul Pazarı Görünümü 2013’ ilk yarı raporuna göre ise sektöre yeni oyuncular gireceği açıklandı. Raporda gayrimenkul pazarına 2013 yılının ikinci yarısında, yeni ofis binaları, perakendeciler ve oteller ve gibi yeni oyuncular gireceği ve bu yeni oyuncularla birlikte sektörde bir hareketlilik oluşması beklendiği açıklandı.

Tüm bu gelişmeler ve araştırmalar ışığında Türk gayrimenkul sektörü, ülkenin gelişen ekonomik rakamları paralelinde ve değişen nüfus faktörleri sayesinde yatırımcılara büyük fırsatlar sunuyor. Gayrimenkul sektörü ekonomiye olan etkisinin yanı sıra toplumda da birçok kişi tarafından merakla takip ediliyor. Bizler de bu sayımızda, sektörün bilinmeyen yönlerini, uzmanlarının gözünden siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz. Mutlu günler dileriz…

Saygılarımızla,
HRM Danışmanlık


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder