29 Nisan 2014 Salı

DR. Zerrin BAŞER - Röportaj



Dr. Zerrin Başer
ICF Akredite Profesyonel Koç


Dr. Zerrin Başer, ICF akredite Profesyonel Koç (PCC), eğitmen olarak özellikle üst düzey yönetici ve liderlere yönelik koçluk hizmetleri, liderlik programları uygulamakta, profesyonel koçluk mesleğinin Türkiye’de ve dünyada gelişimi için eğitim ve çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Liderlikle ilgili kitap yazmakta ve gelenceğin liderliği ağırlıklı “esinlendiren konuşmalar” yapmaktadır.

Temmuz 2008’den itibaren Erickson College International’ın Türkiye eğitim, ve yapılanmasının temsilciliği ve sorumluluğunu yürütmekte İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve KKTC Erickson Koçluğun Sanatı ve Bilimi Sertifikasyon Eğitimlerini düzenlemektedir. Erickson College International eğitmen kadrosunda olan Dr. Başer Avrupa Ülkelerinde uluslararası eğitmen, danışman ve koç olarak çalışmaktadır.
2004 yılında Denge Merkezi Eğitim ve Danışmanlık şirketini Ankara’da kurmuş, 2010’da İstanbul şubesini açmıştır. Dr. Zerrin Başer, yaklaşık 24 yıldır bireysel ve kurumsal gelişim alanında da çalışmakta olup, özellikle kişi ve kurumların potansiyellerini ortaya çıkaran bütünsel metodolojileri, değer ve insan odaklı sistem yaklaşımlarını ve verimli takım süreçlerine yönelik bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır. 2008 yılında Leadership Management Intstitute (LMI) Türkiye lisansörlüğü ile Liderlik Üniversitesi ve Liderlik Zirveleri programlarını yürütmeye başlamıştır. 2012 yılında 5 Deep ile işbirliği yaparak Spiral Dinamik Bütünsel Değer Sistemlerinin Türkiye’deki temsilcisi ve uygulayıcısı olmuştur.
Dr. Başer, Robert Koleji’nin ardından Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş ve Aile Hekimliği Uzmanlık ihtisası yapmıştır. Sağlık alanında proje ve danışmanlık hizmetleri geçmiş iş yaşamının deneyimlerini oluşturmuştur. 

NLP eğitiminizi, Amerika’da “The Society of Neuro Linguistic Progamming” programına devam ederek, NLP kurucusu ve halen isim hakkı sahibi olan Dr. Richard Bandler’dan almışsınız.  Bu programa katılmaya nasıl karar verdiniz? Size ve daha sonra çalışma hayatınıza nasıl etkileri oldu?

İnsana hizmet etme, insanı tanıma ve anlama kısacası insana dair herşeye olan çocukluktan gelen merakım beni sonunda tıp fakültesine gitmeye, hekim olmaya ve dahası aile hekimliği ihtisası ile sonuçlanan kariyer yoluna getirdi. Bu yolculuk hiç beklenmediğim bir şeklide sağlık projesinde çalışmaya başladığım dönemle birlikte beni hasta-hekim ilişkisi yerine Türkiye geneli için planlamaya ve büyük resimden bakma durağında indirdi. İşte NLP’nin ilk adımları aslında hiç bilmeden bu dönemde atıldı. 1992’li yıllarda yürütlen önemli çalışmalar bir gün tek bir kişinin kişisel ve vizyondan uzak kararı ile rafa kalkınca tek bir yetkili insanın neleri artı veya eksi yönde hareket ettirebileceğinin idrakine vardım. O günden sonra aslında tıp fakültesinde insanı bedenin ötesinde tanımadığımı daha fazla anladım. İnsanı ve insana dair herşeyi, davranışları etkileyen temelleri, insan psikolojisini, felsefeleri kısaca insana dair ne varsa hemen herşeyi daha da derinden araştırmaya ve aynı zamanda kendimi de daha fazla keşfetmeye başladım.

Bu süreçte NLP ile bir kitapla tanıştım ancak kitapla NLP’nin öğrenilemeyeceğini sonra anladım zira o kitap bende NLP’ ye karşı negatif bir önyargı da oluşturdu. Bu önyargımı NLP eğitimi alan güvendiğim bir arkadaşımın beni çok etkileyen sözleri değiştirdi. Bir gün onunla “insan neden bir gün bir şey yapmamaya karar verir ve sonrada kendini aynı davranışı yaparken bulur? Davranış değiştirmek neden bu kadar zor?” “Bir ‘Değişim Atölyesi’ olsa insan kapıdan girse değiştirmek istediklerini değiştirse ve değişimle birlikte çıksa, bu kadar zor olmamalı, reçete gibi bir şeyler olmalı” diye sohbet ederken bana “sen NLP eğitimine katıl, aradığın cevapları oarada bulabilirsin” dedi. Belki de ilk kez bir tavsiyeye kulak vermenin hayatımda bu kadar radikal değişiklik yapabileceğini bilemezdim. İlk NLP eğitimime Tamer Dövücü ile Yedi Tepe Üniversitesinde başladım. Kendimde ve yakın çevremle paylaştığımda onlarda yöntemlerin gerçekten kısa dönemde derinden etkilerini görmeye başlayınca soluğu Dr.Richard Bandler’in eğitimlerinde aldım. Amerika’da aldığım eğitimler ve yaşadığım süreç bu konuda net bir karar oluşturmama neden oldu ve o günden sonra özellikle bireylerle ve kurumlarla odağı insan olan ve istenilen, hedeflenen yönde değişimi yaşama yansıtabilmeye aracılık edcek, katkı sağlayacak bir işin yaşam amacımla çok derinden örtüştüğünü fark ettim.

NLP’ nin bana en büyük etkisi bugünlerde 10. Yıl dönümünü kutlamakta olduğumuz Denge Merkezi Eğitim ve Danışmanlık şirketini kurmamızın temel nedeni olmasıdır. Bugün yaptığımız herşeyin temelinde NLP ile olan yolculuk var diyebilirim. Ayrıca NLP yöntemlerinin pek çoğunun içselleştirmek üzere yıllarca kendi üzerinde çalışmış biri olarak yöntemlerin iş yaşamımın yanı sıra kişisel yaşamıma da olumlu yansımaktadır.

Erickson Coaching International’ın NLP – Neuro Linguistic Programming- Programı hakkında bilgi verebilir misiniz? Programın amacı, içeriği, uygulama alanları ve kurumsal hayattaki faydaları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Erickson Coaching International’ın Türkiye Temsilcisi olarak NLP Practitioner sertifika programını Erickson adına yürütmekteyiz ve verdiğimiz sertifika aynı zamanda Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) tarafından da akredite bir sertifikadır. Bu programa benim 2004’de verdiğim isim “Değişim Atölyesi” dir. Katılımcının NLP yöntemlerini öğrenerek kendi “kullanma kılavuzunu” oluşturmasını sağlar. Malum insan dünyaya gelince kimse bu sistem böyle kullanılır burada nasılı içeren yazılı bir kitapçık var demiyor. Yol boyu hepimizi farkında olarak, olmayarak aslında bizi zaman zaman da çok zorlayan bir sürü gerekli gereksiz programı bir anlamda organik mükemmel bilgisayar olan sistemimize yüklüyoruz. Sonrasında da tam olarak ne yapacağımızı bilmediğimiz için çoğu zaman çok büyük kolaylıkla çözümlenecek konularda zorluk yaratıyoruz kendimize. “Değişim Atölyesi” ‘ne katılan kişi NLP’nin temellerini, nerden nasıl, hangi bilimsel temellerle geliştiğini, insanın kendi sistemini, çocukluktan başlayarak oluşturduğu programlarını, düşünce ve inanç sisteminin temellerini ve özellikle yaşamda kişiyi zorlayan kısıtlayıcı davranış ve inançlarını keşfeder. Bu program kişinin kendine ait farkındalığının artmasını sağlamanın yanı sıra aynı zamanda kişiye kendi sistemini yönetebilecek donanımı da sağlar, onu desteklemeyen programları nasıl değiştireceğini öğrenir. Geçmişe takılı kalarak ve bugün ya da yarını yaşadığını varsayarak aslında geçmişin tekrarını yaşamakta olduğunu fark eden insanın bunun yerine istediği, planladığı geleceğe yönelmeyi, hedeflerini netleştirebilmeyi, farkında olmadan taşımakta olduğu yüklerden kurtulmayı sağlar. Aynı zamanda koçlar için koçlukta kullanılacak bazı araçları da sunar.

NLP eğitimin kurumsal yaşamda en önemli faydası iletişim üzerine olmaktadır. Kendi ile iletişim kuramayan insanın bir başkası ile sağlıklı iletişim kurmasını nasıl bekleyebiliriz? Kurumsal NLP eğitimi bazı farklılıkları barındırır ve özellikle kurumsal NLP eğitimini şirket olarak alan organizasyonlarda fazlaca görülen iletişim kazalarının belirgin ölçüde azalması, yargısız iletişim kurulması, özellikle davranış farklılıklarının nedenlerinin anlaşılması sonucu bir diğerini daha objektif görebilme, hedeflere odaklanabilme, aynı dili konuşabilme, belirgin bir iç motivasyon artışı kurumsal NLP eğitimlerimiz sonucunda kurumlardan aldığımız belli başlı geribilidirmler arasındadır. 

Denge Merkezi Eğitim ve Danışmanlık’ın kurucu ortağı olarak, şirketinizin kurulum aşamasından bugüne, bu alanda yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Başarı hikâyeleri vb.

Öncelikle sanırım en önemli başarı hikayesi Denge Merkezi’nin hikayesidir. NLP kavramının içinin boşaltıldığı, adının anılmak istenmediği, aslında herkesin kendini NLP uzmanı ilan ettiği ve kurumların neredeyse NLP adını duymak istemediği bir dönemde NLP temel ekseninde kurulan bir şirket olarak gelişerek devam edebiliyor ve bu hizmetleri her geçen gün daha da geliştirerek sürdürebiliyorsa bu da sanırım NLP’nin kurumsal alanda önemli bir örneğidir. Bizim takım üyelerimizin tamamı tüm eğitim süreçlerimizden geçerler ve bunların başında NLP yer alır.  Eğitim alanında çalışanların çok iyi bileceği gibi bir kurumda bir kısım insana bir eğitim aldırdığınızda bu eğitim tüm kurumun kültürü haline gelmek üzere öncelikle üst düzey yönetim tarafından kararlılıkla desteklenmez ise sonuçta genellikle sadece o eğitime katılanlara fayda sağlamış olur. Bu kapsamda çalışanlarının tamamına bu eğitimleri sunan çalıştığımız şirketler biraz önce ifade ettiğim faydaları sağladıklarını ifade etmektedirler. Çoğu zaman bu süreçleri destekleyecek yeni bilgileri de içeren tazeleme eğitimleri bir anlamda bir “ayar” veya “yeniden hizalanma” çalışmaları da bir çeşit toz alma ile birlikte başarılı hikayeleri ortaya çıkarmaktadır. Bu konuda verebileceğim örnek sayısı çok. Hemen aklıma gelen bir örnek bir kurumda bir çalışan ne olursa olsun hak ettiği terfiyi alamayacağı “sınırlı inancını” değiştirip, NLP’nin hedef belirleme yöntemleri ile net hedefini koyduktan çok kısa bir zaman içinde terfi etmiştir. Bir başka örnek kendi işletmesinde NLP eğitimi sonrası maddi anlamda ölçülebilir düzeyde verimlilik kazandığını belirten bir başka şirket sahibidir. 

NLP teknikleri ile yapılan çalışmaların etkili olduğu alanlar/durumlar/konular nelerdir? Ülkemizde kişilerin ve özellikle de kurumların bu tür çalışmalara bakış açısı nedir?

NLP’ nin temeli insan beynin çocukluktan başlayarak nasıl programlandığı ve nasıl kullanıldığı buradan herektle de yeniden nasıl programlanabileceğidir. Tüm bu programlama aşamasında konuştuğumuz dilin, kullandığımız kelimelerin ve neyi nasıl söylediğimizin sistemimiz üzerinde çok büyük etkisi vardır. NLP ile kişi ne söylediğini farkındalıkla duyar hale gelerek kendi ile ilgili seçeceği kelimelere ve düşünce sistemine gereken önemi vermeye başlar.   

NLP bireyin öncelikle kendi sisteminin çocukluktan başlayarak nasıl programlandığını keşfetmesini ve aynı zamanda bu keşifte neleri nasıl değiştirmek istiyorsa bunların yol ve yöntemlerini kapsar. NLP ile kişinin en büyük değişim sağladığı alan algıları (geçmiş, şimdi ve gelecek) ve sınırlayıcı düşüncelerin, inaçların farkına varabileceği kulak keskinliği kazanarak düşünce sistemini farkındalıkla yönetebilme becerisi kazanmasıdır. NLP mükemmelliğin modellenmesidir, bir kişinin iyi yaptığı ve ya kişinin bir alanda iyi yaptığı bir şey kişi için hepimiz için model oluşturur. İnsanoğlu ayna nöronları aracılığı ile modelleyerek öğrenen bir varlıktır bununla birlikte kopyalamayız, her insan kendi sentezini oluşturur. Bugün dünyada 7 milyar farklı insan, farklı algı sistemi aslında farklı dil konuşan insan var demektir. Örneğin Türkçe konuşuyoruz ve anlaştığımızı var sayıyoruz ancak hepimiz aslında tamamen kendi dilimizi konuşuyoruz.

Çünkü algı sistemimizle dış dünyadan görüntü, ses, tat, koku ve his/dokunma olarak aldığımız veriler, iç sistemimizde kayıt edilmesi esnasında yine insan beyninin temel özelliği olan silme, bozma ve genelleme denilen aşamalardan geçerken kişinin inançları, algı sistemleri ve davranış modelleri çerçevesinde kodalanır. Böylece her olaya her insanın bakışı o insanın kendi algı çerçevesini oluşturan temel inanç ve değer sisteminin yanı sıra kendine göre uyumlandırdığı kodlama isitemleri ile kayıt edilir. Bu çerçeveden bakılınca iletişim kazaları yaşamamak mucize olarak tanımlanabilir. NLP insanın sadece kendi sistemini ve dilini anlamasını değil aynı zamanda aslında anladığını zannetiği diğer insanların da dillerini anlamasını sağlar.

NLP’ nin modelleme çalışmaları insanı destekleyecek, sonuç verdiği bilinir programları bir anlamda kişinin kendi bilgisayarına NLP metodolojileri ile yüklemesini sağlar. NLP içi boş bir şablona benzer neyin üzerine koyarsanız o alanla içini doldurabilirsiniz. Yaşamın her alanında yararlı olur. Bu alanlar arasında kişisel gelişim ve farkındalık, her alanda öğrenme ve eğitim, motivasyon, spor, sağlıklı yaşam, iş yaşamında verimlilik, güçlü iletişim, satış yetkinliklerini geliştirme, liderlik  potansiyelini geliştirme, sağlıklı ilişkiler gibi alanların yanı sıra toplumu etkileme ve politika da NLP yöntemlerinin yansımalarının gözlemlendiği alanlardır.

Günümüz iş dünyasında koçluk, mentorluk, danışmanlık vb. hizmetlerin geldiği nokta hakkında düşünceleriniz nelerdir? Sizce bu çalışmalar günümüz dünyasında yeterli seviyede midir? Nasıl olması gerekir?

Günümüz iş dünyasında Türkiye’de koçluk henüz gelmesi gereken yere ulaşmıştır diyemeyiz. Bununla birlikte geçmiş yıllara göre ciddi gelişimler vardır. Öncelikle kurumlar koçluğu daha iyi anlamaya ve doğru kişilerden ICF akredite okul mezunu, ICF akredite koçlardan almaya özen göstermektedirler. Koçluk kurumsal dünyada hem yöneticilerin ve hem de çalışanların sadece işlerini verimli yapmalarını değil aynı zamanda yaratıcı potansiylellerini ortaya çıkararak işlerini geliştirmelerini, bilgileri hızla yetkinliğe, davranışa geçirmelerini destekleyen günümüzün en güncel insan gelişim yaklaşımıdır ancak bu düzeyde farkındalık henüz arzu edilen düzeyde kurum yöneticilerinde, karar vericilerde oluşmamıştır. Bu farkındalığa sahip olan kurumlar hem yönetici koçluğu, hem koçluk yaklaşımları ile yöneticilik, hem yapılandırılmış koçluk yaklşaımları ile mentörlük programları ile ve hem de çalışanlara güçlü sorularla düşünme ve iyi dinleme becerileri kazandırarak kendi rakipleri arasında fark ayartmaktadırlar. Stanford Graduate School of Business’ın 2013’de yaptığı bir araştırmada büyük şirket CEO’larının %78’i bir koçla çalışmayı kendi istekleri ile tercih etmekte ve en fazla takım olma, dinleme, güçlü iletişim kurma, mentörlük yetkinlikleri alanlarında koçlarla çalışmakta olduklarını göstermektedir. Günümüzde olması gereken kurumların koçluk kültürünü geliştirmek için bu konuyu öncelikleri arasına almalarıdır. ICF’in her sene dünya genelinde yaptırdığı araştırmalar koçluk alan ve koçluk kültürünü özellikle takımlarında geliştiren kurumlarının yıl sonu hedeflerine ulaşmada ciddi farklar ve gelirlerinde belirgin artışlar gözlemlerinin yanı sıra iç müşteri memnuniyetinde artışlar ve mutlu çalışanlara sahip olmaları en önemli sonuçlar arasındadır. Türkiye’nin kurum ve kuluşlarının da insan potansiyellerini destekleyecek çağımızın etkili yöntemlerinden koçluk ve mentörlük gibi hizmetlerden yararlanmasının ülkemizin geleceği açısından da özellikle Y kuşağı ile verimli çalışmada önemli olduğuna inanıyorum. 

Bu alanda kariyer hedefi olan kişilere ve kurumlara tavsiyeleriniz nelerdir?

Azimle ve kararlılıkla doğru olanı, temel yetkinlik ve niteliklerin tüm bu yaklaşımların gerektiği profesyonellik ve etik anlayış içinde sürdürmeleri, her ortamda bu kavramları anlatmaları, tanıtmaya özen göstermeleridir. Ayrıca bu alanda kişisel yetkinlikleri zenginleştirmeyi önerebilirim. Özellikle koçluk gibi alanlar bu alanda çalışan kişilerin sürekli olarak kendilerini geliştirmelerini ve kendi üzerlerinde farkındalıkla çalışarak yenilenmelerini gerektirmektedir. 

THINKNEURO - YENER GİRİŞKEN

 THINKNEURO HAKKINDA


 Nöropazarlama araştırmalarıyla tüketicinin bilinçdışına ayna tutarak pek çok pazarlama sorusunun “gerçek” yanıtlarını bulmaya çalışan ThinkNeuro, deneklerin beyin EEG’lerini ölçümleyerek, belirli bir algoritmayla, reklamlara, pazarlama araçlarına, sloganlara vb. verdikleri bilinçaltı tepkilerini analiz ediyor. Analizler sonucunda özellikle reklam filmleriyle ilgili “dikkat”, “duygusal etki” ve “duygusal zorlanma” verileri saniye saniye görülebiliyor ve filmin nöroskoru tespit edilebiliyor. Tüketicilere herhangi bir anket uygulanmadan veya soru sorulmadan gerçekleştirilen araştırmayla, geleneksel pazar araştırmalarında bulunan sistematik ve sistematik olmayan hatalar minimize edilmiş oluyor.
ThinkNeuro’nun yönetici ortağı Dr. Yener Girişken pazarlama doktorasını ve tezini bilinçaltındaki marka algısını en etkin biçimde yansıtan marka kişiliği üzerine yazdı. Sonrasında nöropazarlama uygulamalarının tüketicinin duygularını etkin biçimde ölçebilmesinden dolayı bu alana yöneldi ve ThinkNeuro’yu kurdu.

Dr. Yener Girişken Kimdir?
ThinkNeuro, Yönetici Ortağı                                                                                            
Dünya Nöropazarlama Bilim ve İş Konseyi (NMSBA), Türkiye Başkanı


Doktorasını İstanbul Üniversitesi Pazarlama Bilim Dalı'nda alan Girişken, ABD'de Kuzey Karolina Üniversitesi'nde Pazarlama Masteri yapmıştır. Türkiye'nin ilk neuromarketing şirketi ThinkNeuro'nun kurucusu ve yönetici ortağıdır. Thinkneuro, son üç yılda nörobilim yöntemleriyle 400'e yakın pretest ve posttest reklam araştırması yaparak, başarılı reklamın kodlarını deneklere herhangi bir soru sormadan ortaya koymuştur. Bu araştırmalar sırasında gönüllü deneklerin beyin dalgaları (EEG) ve göz hareketleri (Eye Tracking) senkronize biçimde ölçülmüştür.
Türkiye ve dünyada nöropazarlama alanında birçok konferansa konuşmacı olarak davet edilen Girişken, Dünya Nöropazarlama Bilim ve İş Konseyi (NMSBA)'nin Türkiye başkanıdır, Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı'nda nöropazarlama dersi vermektedir. 

ThinkNeuro firmasının kurulum süreci nasıl gerçekleşti? Fikir nasıl oluştu ve olgunlaştı?
-  2010 yılının sonunda doktorayı tamamlayınca, ortaklarımla bir araya gelerek Thinkneuro’yu kurduk. ABD’de tanıştığım nöropazarlama kavramı hem akademik, hem de ticari olarak giderek yaygınlaşmaya başlamıştı. Ancak bu alanda faaliyet gösteren hiçbir şirket bulunmuyordu. Yurtdışından getirdiğimiz cihazlar ve nöroloji alanında aldığımız bilimsel desteği pazarlama bilgi ve tecrübemizle birleştirerek Thinkneuro’yu kurduk.

Firmanızın kuruluşlara sunduğu hizmetler neler? Daha çok hangi sektörlerde hizmet veriyorsunuz? Ne tür talepler alıyorsunuz?
-   Öncelikle reklam araştırmalarında kullanılan metodolojimiz sonrasında alışveriş deneyimi, ambalaj ölçümleri ve marka konumlandırma çalışmalarıyla çeşitlendi. Son 3 senede 400’ün üzerinde reklam ölçümü yaparak Türkiye’nin en çok reklam araştırması yapan şirketi olduk. Bunun yanında web sitemizde ve çeşitli medya kuruluşlarında da paylaştığımız marka algısı araştırmalarıyla tüketicinin bilinçdışı süreçlerini de hesaba katarak ilgi çeken çalışmalara imza attık.


-   Araştırmalarımız FMCG, gıda, otomotiv ve finans sektörü başta olmak üzere, perakende, beyaz eşya ve gsm sektörlerinde de talep görmekte. Son zamanlarda tüketici deneyiminin beyin dalgaları ve göz takibi (eye tracking) yöntemleriyle ölçümlendiği çalışmalara talep artıyor. Çünkü marka olma sürecinin en çok deneyimlerle şekillendiği artık biliniyor.

Nöropazarlama (NeuroMarketing) nedir? Nasıl çalışır? Yapılan işleri Nöropazarlama bakış açısıyla görmeye çalışmak nasıl bir fayda sağlar?
-  Nöropazarlama, tüketicilerin beyanlarına başvurmaksızın, çeşitli beyin görüntüleme ve göz takibi (eye tracking) yöntemleri kullanılarak pazarlama uyaranlarına verdikleri tepkiyi ölçerek pazarlama süreçlerinin daha etkin hale getirilmesidir. Nöroloji ve pazarlama biliminin birlikteliği adeta sosyal bilimlerle pozitif bilimlerin kucaklaşarak disiplinlerarası yeni bir alanın ortaya çıkmasıdır.
-  Şirketler şimdiye kadar tüketicilerin beyanlarına dayanarak pazarlama stratejilerini tasarlıyorlardı. Ancak tüketicilerin, yapacaklarını söyledikleriyle yaptıkları arasındaki makasın bu denli açık olduğu anlaşılınca, daha yaratıcı pazarlama araştırmaları yöntemlerine dair arayışlar arttı. Nöropazarlama da tam olarak bu noktada şirketlerin ihtiyaçlarını karşılayarak, beyin görüntüleme teknikleriyle, tüketicilere herhangi bir soru sormadan onların algılarını ölçme ve pazarlama çıktısı üretme yetisine sahip olduğunu gösterdi. Böylelikle, şirketler tüketici davranışının temel kaynağı olan bilinçdışından veri alabilmeye başladı.

Başarı hikâyelerinizden/projelerinizden  bahsedebilir misiniz?
-  Thinkneuro, Türkiye’de ilk, dünyada 35. nöropazarlama şirketidir. Öncelikle bu kadar hızlı hareket ederek ve piyasadaki boşluğu görerek adım atmış ve dünyada sayılı nöropazarlama araştırma şirketlerinden biri olmuştur. Bu noktada, belirleyici olan, Thinkneuro’nun dünyadaki nörobilime dair gelişmeleri de takip ederek, pazarlama odağından sapmamasıdır.
-  Aynı zamanda yenilikçi metodolojiler geliştirerek şirketlerin pazarlama süreçlerini etkin hale getirmek Thinkneuro’nun tekrar tekrar başardığı bir olgu. Örnek vermek gerekirse Türkiye’de bir GSM operatörünün web sayfasının optimizasyonunda beyin dalgaları ve göz takip (eye tracking) sistemi kullanıldı ve bu araştırmanın çıktılarına paralel olarak yapılan değişiklikler o kadar etkili oldu.  Bununla beraber, çalışmanın bulgularını Hollanda’da Dünya Nöropazarlama Bilim ve İş Konseyi’nin online perakende konferansında sunma şansına sahip olduk. Thinkneuro’nun en önemli özelliği iş dünyasıyla bilim dünyasını mümkün olduğunca kucaklaştırmasıdır.

Bu konuda kariyer yapmak isteyen kişilere ve kurumsal firmalara önerileriniz nelerdir?
-  Öncelikle, üniversite çağına gelen gençlere tavsiyemiz bilişsel bilimler üzerine odaklanmalarıdır. Gelecek yıllarda nörobilimler ve sosyal bilimlerin evliliği oldukça keyifli, heyecan verici ve katma değer yaratan iş alanları doğuracaktır.
-  Bunun yanında, kariyerlerine iktisat, insan kaynakları, pazarlama, satış, reklam, psikoloji ve sosyoloji gibi alanlarda devam eden kişilere tavsiyem nörobilimle ilgili makaleler ve kitaplar okuyarak,  insan davranışının merkezinde yer alan bilinçdışı faktörleri içselleştirmeleridir. Bu içselleştirme süreci sadece kariyerlerinde başarıyı getirmekle kalmayacak, kişisel hayatlarında sevdikleriyle olan ilişkilerde de olumlu etki yaratacaktır.



HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İŞLETME ÖĞRENCİLERİ İLE BULUŞMA

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İŞLETME ÖĞRENCİLERİ İLE BULUŞMA


Mehmet Auf’ un Hacettepe Üniversitesi İşletme bölüm dersine konuk konuşmacı olarak katılım sağlandı. HRM Danışmanlık’tan Elif Ejdar Özel İşletme 4. Sınıf öğrencileri ile CV hazırlamanın incelikleri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.



HRM – KALDER İŞBİRLİĞİ



HRM – KALDER İŞBİRLİĞİ
  



HRM İzmir,  eğitim hizmetine bir yenisini daha ekledi. Bugüne kadar seçme yerleştirme ve kurumlara özel projeler dışında, pazarlamadan muhasebeye, finanstan kişisel gelişime kadar birçok konuda eğitim hizmeti ile de tanınan HRM, 1995 yılında İzmir’de faaliyete başlayan KALDER ile işbirliği yaptı. Özel ve kamu kuruluşlarının gelişimine önemli katkı sağlayan ve EFQM’in (Avrupa Kalite Yönetim Vakfı) ülkemizdeki tek temsilcisi olan KALDER ile eğitimlerin ilki geçen Şubat ayında gerçekleşti. Eğitimler ayda bir eğitim olmak üzere hız kesmeden devam etmektedir.




                                                    Kariyer Fuarı Etkinliği




11-12-13 Mart tarihleri arasında gerçekleşen 9 Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesinin Kariyer Fuarı etkinliğinde HRM İzmir Yönetici Ortağı Sezen Kasap ve HRM Danışmanı Banu Demirtaş  Kişisel Gelişim Seminerinde CV Hazırlama ve Mülakat Uygulamaları ve Mülakat Simulasyonu ile öğrencilere mülakat ve CV hazırlamanın önemine dikkat çekti.