3 Aralık 2012 Pazartesi

HRM Röportaj - Akgün Yazılım, Genel Müdürü

Temel Akgün  Kimdir?
Akgün Yazılım, Genel Müdürü


Makine mühendisliği eğitimini İstanbul’ da tamamlamıştır. 1986 yılında Akgün Yazılım firmasını Trabzon’da kurmuştur. Kurulduğu dönemde Türkiye’de Sertifikalı Yazılım Uzmanları yetiştiren ilk kuruluşlardan biri olan Akgün Yazılım’ın Eğitimci olma misyonu müşteri için ayrıca katma değer oluşturmuştur.
Akgün Yazılım, 25 yıllık bilişim teknolojileri sektöründeki deneyim ve tecrübe ile bünyesinde İnsan Kaynakları, Sağlık Bilgi Sistemleri, Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri, Belediye Yönetimi gibi hizmet verdiği ve ürettiği ürünlerle ilgili her biri kendi alanlarında uzman personelleri barındırmaktadır.
Temel Akgün, evli ve 4 çocuk babasıdır..

Akgün Yazılım olarak 2013 yılına ait mevcut yatırımlar ve projelerinize ilişkin bilgi verebilir misiniz?
2013 yılı ARGE merkezi olmamızın da etkisiyle kalifikasyonu yüksek personel istihdamını arttırmamız gereken bir yıl olacak. Özellikle TÜBİTAK, Avrupa Birliği, San-Tez projeleri nedeniyle akademik alanda çalışmalar yapan yüksek lisans ve doktora seviyesinde mühendis alımında artış bekliyoruz. Yatırımlarımız ve projelerimiz ağırlıklı olarak sağlık bilişimi olmak üzere mobil teknolojiler ve karar destek sistemleri üzerinde yoğunlaşacaktır.

Akgün Yazılım’ın  İK uygulamaları ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Tüm insan kaynakları uygulamalarını uygulamaktayız, özellikle dağınık lokasyondaki çalışanlarımızla entegre olabilmek adına merkezden yönetim uygulaması yapıyoruz. Tüm çalışanlarımızın eşit haklarda ve koşullarda çalışmalarını sağlamaya gayret ediyoruz. Bilhassa kurum içi eğitim uygulamalarına ağırlık veriyoruz.
Yetenek havuzu sistemi de bizi diğer firmalardan ayıran özelliklerimizden biri. Yetenekli genç mühendislerle okul yıllarında tanışıp Akgün kurum kültürüne entegre olmalarını sağlıyor ve mezuniyetlerinin ardından uzun soluklu bir iş birlikteliğine imza atarak, genç mezun istihdamına katma değer sağlıyoruz.

İnsan kaynakları uygulamalarınızda gerçekleştirdiğiniz yenilikler, varsa örnek çalışmalarınız nelerdir?
Genelde stratejik insan kaynakları uygulamalarına ağırlık veriyoruz. Sonuçta kalifikasyonu yüksek bir personel profiliniz varsa standart İK uygulamalarıyla personel aidiyetini sağlamanız mümkün değil. Kariyer yönetimi, etkin performans yönetimi özellikle yeni mezun mühendislere yönelik yetenek yönetimi projeleriyle başarılı sonuçlar alabiliyoruz.

Çalışanlarınızın motivasyonunu yükseltmek ve şirkete bağlılığını artırmak için yaptığınız  uygulamalar nelerdir?
Sosyalleşmeyi arttıran etkinlikler, başarılı çalışanların ödüllendirilmesi, organizasyonun bir arada olmasını sağlayacak kurumsal gelişim eğitimleri ve özel gün kutlamaları.


Akgün Yazılım olarak dış kaynak kullandığınız alanlar nelerdir? Dış kaynak kullanımının sağladığı faydaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dış kaynak kullanımını eğitimlerde ve bazı projelerde kullanıyoruz. Maliyet hesaplarınızı doğru bir şekilde yaptığınız müddetçe dış kaynak kullanımının oldukça faydalı olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye'de bilişim sektöründe çalışanların sektöre yönelik bilgileri ve becerileri yeterli midir?
Özellikle her yıl belirli sayıda yeni mezun mühendisle çalışma fırsatımız olduğu için şunu
rahatlıkla söyleyebilirim ki okullarda verilen eğitimin uygulamada pek fazla kullanım alanı
olamıyor, Ar-Ge projelerinde belki evet ama ticari projelerde, ciddi müşteri beklentileriyle
yürütülen çalışmalarda sektöre uygun dinamik çözümler üretmek ve sektörün dinamiklerine
hakim olmak gerekiyor. Bu da ancak belli oranda bir sektör tecrübesiyle olabiliyor.

Türkiye’de bilişim sektörünün en büyük sorunlarından birinin güvenlik olduğunu varsayarsak bununla ilgili geliştirdiğiniz çözümler var mıdır?
Akgün Yazılım olarak bir yılı aşkın süredir yapılan çalışmalar sonucunda ISO 27001 güvenlik standardını aldık. Ar-Ge merkezi olmamız ve bilişim alanında yazılım üretimi yapmamız bunu zorunlu kılan nedenlerdir.

Esneklik ve rahatlık gerçekten bilişim sektörünün vazgeçilmezi midir? Bunlar olmadan yaratıcılık olmaz mı?
Bu düşünce bilişim sektörü çalışanları için kilit slogan niteliğindedir. Özellikle karmaşık örgüt
yapılarında uygulanmak istenen kural ve prosedürler bu bölüm çalışanları için işten soğuma,
motivasyon düşüklüğü ve sadakatsizlik sebebidir. Hatta üretim performansı üzerinde de
oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Yaratıcılık için özgürlük olmalıdır elbette ama bu örgütün

düzen ve disiplinine aykırılık teşkil edecek boyutlara varmamalıdır diye düşünüyorum.

HRM Röportaj - Arvento Mobile Systems, Genel Müdürü

Özer Hıncal Kimdir?
Arvento Mobile Systems, Genel Müdürü



Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra birkaç iş deneyiminin ardından Başarı Elektronik’te başlamış ve bir süre Pazarlama Müdürü olarak çalışmıştır. Başarı Elektronik’ten ayrıldıktan sonra  yazılım projeleri yapmak niyetiyle 2002 yılında Armakom Teknoloji adıyla kendi şirketini kurmuştur. Yazılım işi yaparken firmaların talebi üzerine  ‘araç takip sistemi’ne odaklanmaya da  karar vererek Arvento’ yu kurmuştur. O dönemden itibaren  şirketin Genel Müdürü olarak pek çok başarılı proje ile şirketini büyütmeye devam etmektedir.

1)    2013 yılına ait mevcut yatırımlar ve projelerinize ilişkin bilgi verebilir misiniz?

Arvento olarak kendi teknolojisini üreten bir teknoloji firmasıyız. Bu nedenle sürekliğimizi sağlamak ve büyümek için kendimizi yenilemek ve geliştirmek durumundayız. Kurulduğumuz ilk günden beri ciromuzun önemli bir kısmını yatırıma ayırıyoruz. Yalnızca AR-GE ve üretime değil, pazarlama iletişimine de yatırım yapıyoruz. En derin kriz dönemlerinde bile yatırım yapmaktan vazgeçmedik. Bu istikrarımız ve kararlılığımızın sonucu olarak büyüme ivmemizi yukarılarda tutmayı başardık. Bu sayede 7 yıl önce 12 müşteri ile başladığımız yolculuğumuza bugün alanımızda Türkiye’de pazar lideri olarak devam ediyoruz. Türkiye ve 22 ülkede daha 14 binden fazla müşterimizin 190 binden fazla aracına hizmet ediyoruz.      2013 yılı için hedeflerimiz; Türkiye’deki pazar lideri konumumuzu koruyarak yurt dışındaki büyüme ivmemizi devam ettirmek. Yurtiçinde ve yurtdışında markalaşmak için yapmış olduğumuz yatırımlara, 2013 yılında daha da ağırlık vereceğiz. İşin teknoloji tarafında ise kullanıcıların hayatını kolaylaştıran, daha uygun maliyetli ve kullanımı kolay cihaz ve sistemler üretmeye devam edeceğiz.

2)    Çalışanlarınızın motivasyonunu yükseltmek ve şirkete bağlılığını artırmak için yaptığınız  uygulamalar nelerdir?
Çalışanlarımızın motivasyonu için yıl içerisinde farklı etkinlikler düzenliyoruz. Şehir dışında herkesin bir araya geldiği organizasyonlar ve özel günlerde düzenlendiğimiz yemeklerle ekip ruhunu ve motivasyonu korumaya çalışıyoruz. Bunların yanı sıra çalışanlarımızı, yıl içerisinde gösterdikleri performanslarına göre ödüllendiriyoruz.

3)    Arvento ’nun  İK uygulamaları ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Şirketimizde farklı pozisyonlar için farklı uygulamalar gerçekleştirebiliyoruz. Çoğunlukla insan kaynakları sitelerinin veri tabanını kullanarak adayların başvurularını kabul ediyor ya da kendilerine biz ulaşıyoruz. Bu uygulamamızın yanı sıra insan kaynakları şirketlerinden, aradığımız pozisyona uygun adayları bizim için belirlemelerini ve yönlendirmelerini isteyebiliyoruz.

4)    Arvento olarak insan kaynakları uygulamalarınızda gerçekleştirdiğiniz yenilikler, varsa örnek çalışmalarınız nelerdir?
Önümüzdeki günlerde bizim için yeni bir uygulama başlatacağız. Tüm çalışanlarımız her türlü şikayet, eleştiri ve önerileri üçüncü bir tarafa ve tamamen gizli kalma garantisi ile isterlerse kişisel bilgilerini de gizleyerek aktarabilecekler. Biz tüm çalışanlarımızı bu konuda dinlemeye çalışıyoruz ancak dışarıdan başka bir gözün bakmasının ve değerlendirmesinin çok faydalı olabileceğini düşünüyoruz.    

5)    Arvento olarak dış kaynak kullandığınız alanlar nelerdir? Dış kaynak kullanımının sağladığı faydaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsan kaynaklarında dış kaynak kullanımı yapıyoruz. Bu sayede farklı özelliklere sahip, geniş bir aday veri tabanına ulaşabiliyoruz, bu anlamda çok faydalı buluyorum. Özellikle proje bazlı işlerde, nitelikli iş gücünün dış kaynak olarak istihdam edilmesi, biz ve birçok şirket için maliyetler açısından daha iyi bir çözüm alternatifi olabiliyor. Genel anlamda dış kaynak kullanımının ise maliyetleri düşürmesi ve iş süreçlerini hızlandırması halinde şirketler için cazip bir alternatif olduğunu düşünüyorum.

6)    Bilişim sektöründe faaliyet gösteren şirketler bir taraftan faaliyetlerini sürdürürken, diğer taraftan ‘sosyal sorumluluk’ projeleri açısından hareket alanı bulabiliyorlar mı? Sosyal sorumluluk projeleriniz varsa nelerdir?
Şirketleri de yaşayan canlı organizmalar olarak kabul edersek, bir şirketin sosyal sorumluluk bilinciyle hareket edebilmesi için önce kendi içinde belli bir olgunluğa erişmiş olması gerekiyor. Çünkü bir şirketin sosyal sorumluluk projelerine yatırım yapması demek, artık rakamlar ve karlılık dışında gönüllü olarak toplum ve dünya için sürdürülebilir artı değer yaratma isteğini ortaya koyması demek oluyor. Bir şirketin üretirken ve satarken, insana ve çevreye fayda sağlamayı, değer vermeyi ve değer yaratmayı hedeflemesi demek artık o şirketin vizyonunun bambaşka yerlere taşındığı anlamına geliyor. Bilişim sektöründeki sosyal sorumluluk çalışmalarının diğer sektörlere göre daha az sayıda olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizdeki sosyal sorumluluk çalışmalarını daha çok perakende sektöründe faaliyet gösteren markalar ile karşımıza çıkıyor fakat son yıllarda GSM sektöründeki hızlı büyümenin de etkisiyle, özellikle telekomünikasyon şirketlerinin kişilerin hayatlarına birebir dokunan, çok ciddi sosyal sorumluluk çalışmalarına imza attıklarını görüyoruz. Bu çalışmalar ve bütün bu gelişmeler ülkemiz adına son derece sevindirici gelişmeler. Biz de Arvento olarak sunduğumuz çözümlerle paralel, güvenlik, takip ve kontrol hizmetleri ile fayda sağlayabileceğimiz çalışmalarda yer almaya özen gösteriyoruz. Şu anda Arama Kurtarma Derneği’nin (AKUT) Türkiye genelinde kullanılan bütün araçlarında bizim sistemlerimiz kullanılmakta. Kendileri ile özellikle arama-kurtarma operasyonları esnasında takip sistemlerinden nasıl daha etkili olarak faydalanabilecekleri konusunda yaptığımız görüşmeler devam ediyor. Bunun yanı sıra LÖSEV ve bazı eğitim kuruluşlarının çalışmalarına destek vermeye devam ediyoruz.

7)  Türkiye'de bilişim sektöründe çalışanların sektöre yönelik bilgileri ve becerileri yeterli midir?
Ülkemizdeki bilişim sektörü çalışanlarının dünyanın her yerinde çalışabilir düzeyde iyi eğitimli ve kaliteli olduklarını düşünüyorum. Zaten global şirketlerin mühendislik ve yönetim kadrolarına baktığımızda çok sayıda Türk isme rastlamak mümkün. Bunun nedenlerinden biri, ülkemizdeki üniversitelerin iyi ve nitelikli insan gücü yetiştirmeleri. Özellikle üniversite esnasında iyi bir staj yapmış olan mezunların, profesyonel iş hayatına çok daha hızlı adapte olarak kısa sürede verimli işler ortaya koyduklarını görüyoruz. Bir diğer neden ise ülkemizdeki teknoloji ve telekomünikasyon şirketlerinin artık AR-GE’ye ciddi anlamda yatırım yapmaları ve yaratıcı ürünler geliştiriliyor olunması. Sonuç olarak; iyi bir akademik eğitim, tecrübe ile birleştiğinde, gerçekten kaliteli ve nitelikli insan kaynağı yetişmeye ve ortaya çıkmaya başlıyor.


8)    Size göre Türkiye’deki bilişim sektörünün önündeki en büyük engel nelerdir?
Şirketler tarafındaki en büyük eksikliğin girişimcilik ve vizyon darlığı olduğunu düşünüyorum. Genelde Türkiye’deki bilişim şirketlerinin ülkemiz ile hatta İstanbul ile sınırlı bir pazar vizyonları var.  Oysaki yabancı birçok şirketin ürünlerini üretirken doğrudan tüm dünyada pazarlayacak şekilde planlar yaptığını görüyorum. Bizim girişimcilerimiz bugüne kadar çoğu zaman yurt dışından bir ürünün distribütörü olabilmek üzere çalıştı. Artık kendi teknolojimizi geliştirip bunu yurtdışına satma zamanı geldi ve geçiyor. İnşaat, tekstil gibi alanlarda Türk şirketleri bilişim sektörüne göre çok daha başarılılar.
Tüketici tarafındaki engeller için ise yüksek vergileri görüyorum. İletişimin hala lüks tüketim gibi görülüp ayrıca vergilendirilmesini doğru bulmuyorum.

9) Türkiye’de bilişim sektörünün en büyük sorunlarından birinin güvenlik olduğunu varsayarsak bununla ilgili geliştirdiğiniz çözümler var mıdır?
Günümüzde bankacılıktan sağlığa, alıverişten iletişime her şeyin artık dijital ortama geçtiğini düşünürsek, güvenlik önümüzdeki yılların en önemli konularından biri olacak. Biz de kendi ürünlerimiz ile ilgili bilinen bugünkü tüm güvenlik tedbirlerini alıyoruz. Örneğin araçlara takılı olan cihazlar bizim geliştirdiğimiz bir firmware yazılımı ile özel bir kriptolama ile sunucu bilgisayarlar ile iletişim kuruyor. Böylece dışarıdan müdahalenin önüne geçiliyor. Bazı kamu kuruluşları, bankalar gibi operasyonları üst düzey güvenlik gerektiren müşterilimizde ise sistemlerin tamamını onların lokasyonlarına kuruyor onlara özel kripto algoritmaları uygulanabiliyor.   

10)  Esneklik ve rahatlık gerçekten bilişim sektörünün vazgeçilmezi midir? Bunlar olmadan yaratıcılık olmaz mı?

Çalışanlara en iyi performanslarını ortaya koyabilecekleri bir çalışma sistemi ve çevresinin sunulması, bence verimliliğin en temel koşullarından biri. Bilişim sektöründe de yazılım ekiplerinin kod yazarak, yaratıcı ve uygulanabilir projeler üretme zorunlulukları, esnek ve rahat bir çalışma ortamı sunulmasını gerekliliğini beraberinde getiriyor diye düşünüyorum. Yaratıcı olmalarını beklediğiniz insanları belli kalıplara sokmaya çalışmak, kimi zaman istenen sonuçların alınmasını engelleyebilir. Fakat tabii burada da esnekliğin ve rahatlığın suistimal edilmemesi konusu önem kazanıyor. Bu nedenle, bu konuda en doğru yaklaşımın, işi teslim ettikten sonra kısa ve orta vadeli olarak esnek çalışma koşullarına sahip ekiplerin performanslarının ve iş sonuçlarının değerlendirilmesi olduğunu düşünüyorum. Alınan sonuçlar iyi ise söz konusu işler zamanında teslim edilebiliyor ise esnekliğin herhangi bir sorun yaratmıyor demektir. Yani işin zamanında ve istenilen kalitede tamamlanması yeterli. Bizim ofisimizde sabah 07’de iş başı yapan arkadaşlarımızı da görebilirsiniz öğlen 12’de de . Akşam 18:00’de çıkanlar da olur sabaha karşı 02:00’dea de. İş neyi gerektiriyorsa onu yapmaya çalışıyoruz ve bu ayarlamayı çalışanlarımızın sorumluluğuna bırakıyoruz. 

hrm rÖPORTAJ - Logo Business Solutions, Yönetim Kurulu Başkanı

Tuğrul Tekbulut Kimdir?
Logo Business Solutions, Yönetim Kurulu Başkanı

 
Tuğrul Tekbulut, Boğaziçi Üniversite'ni bitirdikten sonra pek çok gencin hayal ettiği bir şeyi yaptı ve kendi şirketini kurdu. 1984 yılında kurduğu Logo Business Solutions isimli şirketiyle, o yıllarda yeni yeni oluşmaya başlayan PC pazarına yazılım üretmek üzere küçük bir girişim olarak işe başlamıştı. Derken şirket büyüdü, halka açıldı. Türkiye'nin ilk yerli yazılım şirketi olarak pek çok ilke imza attı. Ürettiği standart yazılımlarla alanının öncüsü oldu. Ortaya koyduğu başarı, yeni gelecek girişimlere de ışık tuttu.
2000 yılında Gebze Organize Sanayi Bölgesinde 10 bin metrekare kapalı alana "beyin fabrikası" olarak adlandırılan LBS tesislerini kurdu. 2006-2009 yılları arasında TÜBİSAD’ın başkanlığını yaptı. 2008 yılından beri Logo Elektronik Ticaret Hizmetleri AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı. Türkiye’nin Bill Gates’i olarak anılır.

1)    2013 yılına ait mevcut yatırımlar ve projelerinize ilişkin bilgi verebilir misiniz?
Şirketimiz uzun yıllar argeye yüksek oranlarda harcama yapmıştır. Logo Yazılım cirosuna göre arge harcamalarında Türkiye birinciliğini yıllardır bırakmamaktadır. Argeye vermiş olduğumuz yatırımların karşılığını almaya başladık ve geçtiğimiz üç yıldır %50 ve üzerinde bir büyüme gösteriyoruz. Büyümemizin 2013 yılında da süreceğini düşünüyoruz. Yurtdışı açılımlarımızla, Avrupa’nın doğusunda, Asya’nın batısında güçlü bir bölgesel bir yazılım markası olmayı hedefliyoruz.
2)    Çalışanlarınızın motivasyonunu yükseltmek ve şirkete bağlılığını artırmak için       yaptığınız  uygulamalar nelerdir?
Şirketimizde çalışan motivasyonunu sağlayan temel faktörün yakın ve samimi aile kültürü olduğunu düşünüyoruz. Yöneticiler tarafından sürdürülen açık kapı politikası, bilgi sistemlerinin etkin kullanımı ile sağlanan yatay organizasyon iç iletişimi ve dayanışmayı artırıyor. Bu kültürün adil ücret ve terfi politikaları, tanımlı, kurumsal İK süreçleri ile birleşmesinden ise çalışan mutluluğunu, bağlılığını ve verimliliğini sağlayan bir iş ortamı doğuyor.  
Bilişim sektörünün yetkin eleman ihtiyacı sürekli arttığı için kuruluşların yetenekleri çekmek ve kaybetmemek gibi büyük bir problemi var. Biz kendi elemanımızı yetiştiriyoruz, süreç içinde şirket kültürümüze bağlayarak elde tutmaya çalışıyoruz. Yeni şeyler yapmak isteyen, kendi işini kurmak isteyen arkadaşlarımıza yardımcı ve yol gösterici oluyoruz. Logosfer dediğimiz Logo ekosistemi bizden ayrılan iş arkadaşlarımızla kurduğumuz iş ortaklıkları ile gelişti.

3)    Logo Yazılım olarak insan kaynakları uygulamalarınızda gerçekleştirdiğiniz            yenilikler, varsa örnek çalışmalarınız nelerdir?
Logo Yazılım’da İK süreçlerini doğal olarak kendi geliştirdiğimiz İK ürünleri ile yürütüyoruz. Bu nedenle İK süreçlerinde bilgi teknolojlerinin kullanımını bir yenilik olarak anlatamayacağım. Bununla birlikte mobil teknolojilerden yoğun olarak yararlanmaya başladığımızı söyleyebilirim.
Şirketimizin iddialı bir yelken takımı ve Logo adlı bir yarış teknesi var. Hemen hemen her çalışanımız bu teknede yılda en az bir faaliyete profesyonel yelkencilerle katılarak, risk yönetimi, takım çalışması, kriz yönetimi gibi kavramları yaşayarak öğrenebiliyor.
 Psikolojik analizlere ve yeni alınan kişilerin şirketle uyum sürecine daha dikkatle eğiliyoruz. Yeni alınan bir elemanla ilk iki haftası, ilk iki ayı gibi geri besleme görüşmeleri yapıyoruz. Sonrasında da altı ayda bir görüşme yaparak birebir iletişimi sürdürüyor, politikalarımıza yön veriyoruz.
Bu çalışmaların temel nedeni,  baby boom kuşağı tarafından kurulmuş,  X kuşağı tarafından büyütülmüş bu kurumun başarısını sürdürebilmesinin en temel koşulunun şu andaki en büyük eleman kaynağını oluşturan Y kuşağını anlamaktan geçtiğine inanmamızdır. Bir büyük bilinmezi anlamanın en iyi yolu da ondan küçük örnekler almak, üzerinde inceleme ve denemeler yapmak ve sık aralıklarla irdelemekten geçiyor. Büyümemizi sürdürmemiz Y kuşağının yetenekli bireylerini kurumumuza çekebilmekten ve bağlılığını sağlamaktan geçecek.

4) Logo Yazılım olarak dış kaynak kullandığınız alanlar nelerdir? Dış kaynak kullanımının sağladığı faydaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şirketimiz güvenlik, temizlik ve yemek ihizmetleri için dış kaynak kullanmaktadır. Çözüm ortaklarımızla birlikte ürün geliştirme faaliyetlerimiz de dış kaynakgibi düşünülebilir ama dış kaynak kullanımından daaha da ileri bir çalışma düzenidir.

5)    Size göre Türkiye’deki bilişim sektörünün önündeki en büyük engel nelerdir?

Türkiye’de bilişim sektörünün en büyük sorunu telekom hizmetlerin dışarıda tutarsak yerel katma değerinin eksikliğidir. Bu eksikliğin doolabilmesi için üretim yatırımlarına ihiityacımız var. Bu yatırımlar için de yenilikçi iyi eğitimli genç yaratıcı bir eleman kapasitesine ihtiyaç var. Yanlış eğitim politikaları nedeniyle bu sektörde istenilen düzeyde değiliz. Bu konu yumurta tavuk gibi yatırımcılar iyi eğitimli, personel kapasitesine bakıyorlar. Bunların en azından bölgeler bazında poltikalandırılması lazım.

6) Türkiye’de bilişim sektörünün en büyük sorunlarından birinin güvenlik olduğunu varsayarsak bununla ilgili geliştirdiğiniz çözümler var mıdır?
Bilişimin hayatımızın her yerine girmesiyle birlikte güvenlik, mahremiyet gibi kavramların önemi arttı. Biz de başta kendi müşterilerimize destek olabilecek, siber güvenlik temalı bir girişim içindeyiz. Kötü niyetli, faaliyet durdurucu, zarar verici siber saldırılara karşı korunma ve savunma, özel bilgilerin gizliliği ve güvenliği konularında çalışmak, yeni ürünler, hizmetler geliştirmek, eğitimler yapmayı planlıyoruz. 2013 yılının son çeyreğinden itibaren etkin bir şekilde pazarda olacağımızı düşünüyorum.

7)  Esneklik ve rahatlık gerçekten bilişim sektörünün vazgeçilmezi midir? Bunlar olmadan yaratıcılık olmaz mı?

Yaratıcılık için esneklik ve rahatlığın gerekli olduğunu düşünüyorum. Ancak esnek ve rahat bir çalışma ortamı sağlamak yaratıcılık için yeterli değil. Bu ortamı değerlendirebilmek için yaratcı bireylere ve yaratcılığı destekleyen iş süreçlerine ve liderliğe ihtiyaç var. Maalesef yaratıcılığı özendiren bir toplum değiliz. Oysa yüksek katma değerli bir ekonomiye geçebilmek için yaratıcılığa ihtiyacımız var. Bu süreç kırmakta zorlandığımız bir kısır döngü oluşturuyor. Yaratıcılığın ortaya çıkabilmesi için yaratıcı liderlik yapmak, somut başarılı örnekler ortaya koymak lazım.



HRM DANIŞMANLIK, HOLLANDA TİCARET HEYETİ GÖRÜŞMELERİNE KATILDI

HRM DANIŞMANLIK, HOLLANDA TİCARET HEYETİ GÖRÜŞMELERİNE KATILDI

Hollanda Ticaret Heyeti Eşleştirme Projesi Hollanda Başbakanı Sayın Mark Rutte başkanlığında ve Hollanda Tarım ve Dış Ticaret Bakanı Sayın Henk Bleker eşliğinde 6 Kasım tarihinde Ankara’ da gerçekleştirildi.

Hollanda Ticaret Heyeti Ziyaret Programı kapsamında Türkiye’ ye gelen Hollanda firmaları Ankara’ daki potansiyel Türk iş ortakları buluştu. Eşleştirme projesi kapsamında HRM Danışmanlık da insan kaynakları sektöründe faaliyet gösteren Hollandalı firmalar ile görüşmeler yaptı. Hollanda Ticaret Heyeti Eşleştirme Projesi ile iki ülke arasında 400 yılı bulan iyi ilişkilerin ikili ticaretin geliştirilmesi yolu ile pekiştirilmesi amaçlanmaktadır.


HRM REUNION TOPLANTISI 10-11 KASIM 2012’ DE İSTANBUL’ DA GERÇEKLEŞTİ

HRM REUNION TOPLANTISI 10-11 KASIM 2012’ DE İSTANBUL’ DA GERÇEKLEŞTİ




Gelenekselleşen HRM Reunion toplantısı  bu kez İstanbul HRM ofisinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 10-11 Kasım tarihinde bir araya gelen Ankara, İstanbul ve İzmir HRM ekibi ilk gün Dr. Yener Girişken’ den “Nöromarketing ve İK’ da Pazarlama” üzerine eğitim aldı. Ardından Malik Doğan’ ın Perküsyön eğitimi ile takımın coşkusu arttı.

Ertesi  gün Boğazda Tekne Turu ile HRM Reunion toplantısı keyifle noktalandı. 

HRM DANIŞMANLIK, EDUPLUS 11. YÖNETİM ZİRVESİ’NDEYDİ

HRM DANIŞMANLIK, EDUPLUS 11. YÖNETİM ZİRVESİ’NDEYDİ


EDUPLUS tarafından düzenlenen 11. Yönetim Zirvesi, 15 Kasım 2012 tarihinde İstanbul Sheraton Maslak Hotel’de gerçekleştirildi.
Ulusal ve uluslararası kuruluşların başarılı ve deneyimli yönetim otoriteleri, holding sahipleri ve yönetim alanında önde gelen akademisyenlerin katıldığı zirvede HRM Danışmanlık standımızda zirve katılımcılarını ağırladık.

“Sektör Lideri Nasıl Olunur?”, “Avrupa’da Yeni Yönetim Trendl

eri”, “Pazarlama Gurularından Şirketinizi Zirveye Taşıma Kılavuzu”, “Yurt Dışındaki En Güçlü Türkler! Nasıl Başardılar?” “Dünya Şirketlerinde Yükselmenin Yolları”, “Global Liderlerden Yönetim Taktikleri”, “İnovasyon: Yaratıcı ve Yenilikçi Şirket Olmanın Kuralları” gibi çok sayıda önemli başlıkların konuşulduğu zirvenin açılış töreni konuşmasını Eduplus Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Çağlar Çoroğlu yaparken, sunuculuğunu ise Ece Vahapoğlu üstlendi. 

DÜNYA'DAN İK

İş Hayatında Mutlu Olmanın 10 Yolu

Google’da çalışmak size çok cazip gelebilir.  Google’ın, bedava yiyecekleri, zamanının yüzde 20’sini kendi projelerine harcayan mühendisleri, oyun oynamayı ve yaratıcı düşünmeyi teşvik eden çalışma ortamı ile çalışanlarını motive eden bir şirket olduğunu en önce ben savunuyorum. Fortune dergisinin top 100 şirketler listesindeki Google ve Genentech gibi şirketler, en iyi çalışma ortamını sağlıyorlar.
Aynı zamanda, çalışanların bütün zamanlarını iş ortamında geçirmelerine imkân veren ikramiyeler, onların istismar edilmesine ve iş-hayat dengelerinin zarar görmesine neden olmaktadır.

1.      İş Yerinde Mutlu Olmayı Seçin

Mutluluk genellikle bir seçimdir. Çoğunuzun bu konuda benimle tartıştığını duyar gibi oluyorum ama bu doğru. İş hayatında mutlu olmayı seçebilirsiniz. Kulağa basit geliyor değil mi? Evet. Ancak uygulamaya koymak genellikle zordur. İsterdim ki dünyanın en iyi işvereni sizin olsun ancak göreceksiniz ki öyle olmayacak. Sevdiğiniz işte kalın. Olumsuz insanlardan ve dedikodudan uzak durun. Seveceğiniz ve hoşlandığınız çalışma arkadaşları bulun ve onlarla vakit geçirin. Seçimleriniz deneyimlerinizi oluşturur ve siz işyerinde mutlu olmayı seçebilirsiniz.
2-  Her gün Sevdiğiniz Bir şey Yapın
Mevcut işinizi seviyor ya da sevmiyor olabilirsiniz. İster işinizde sevecek bir şeyler bulacağınıza inanın ister inanmayın ancak emin olun ki sevecek bir şeyler bulabilirsiniz. Bana güvenin. Kendinizi, yeteneklerinizi ve ilgi alanlarınızı bir gözden geçirin ve her gün yapmaktan zevk alacağınız bir şeyler bulmaya çalışın. Eğer bunu yapabilirseniz, mevcut işiniz o kadar da çekilmez olmayacaktır. Tabi ki her zaman mevcut işinizde devam edebilir ya da işinizden ayrılmaya karar verebilirsiniz.

3-  Profesyonel ve Kişisel Gelişiminizin İdaresini Üzerinize Alın

Genç bir çalışan, patronu onun profesyonel gelişimine katkı sağlamadığı için bana şikâyette bulunmuş ve işini değiştirmek istediğini söylemişti. Ona, onun gelişimi ile en çok kimin ilgilendiğini sordum. Cevap şüphesiz kendisi idi. Profesyonel gelişiminizden en çok katkı sağlayacak olan sizsinizdir. Kendi gelişiminizin idaresini alın, patronunuzdan spesifik konularda yardım etmesini isteyin fakat kendinizin geliştirdiği plan ve hedeflere doğru ilerleyin. Kaybetmekten de gelişmekten de en çok kazanç sağlayacak sizsiniz.

4- İş Hayatında Neler Olduğunu Bilmek Sizin Sorumluluğunuzdur

Çalışanlar bana işyerlerindeki departmanların projeleri veya çalışma arkadaşları ile ilgili yeteri kadar bilgi alamadıkları ve iletişimin olmadığı ile ilgili şikâyette bulunuyorlar. Pasif çalışanlar, patronlarının onları bilgi ile doldurmalarını beklerler ancak bilgi çok nadiren gelir. Neden? Çünkü patronları günlük işleri ile meşguldürler. İşiniz için ihtiyaç duyduğunuz bilgiyi araştırın. Bilgi ağınızı geliştirin ve onu kullanın. Kendinizden emin bir şekilde yöneticinizden haftalık toplantı talep edin ve öğrenmek istediğiniz soruları sorun. Siz bilgiyi elde etmekten sorumlusunuz.

5-  Sık Sık Geribildirim İsteyin

Siz de “Yöneticim benimle ilgili hiç geribildirimde bulunmaz, bu yüzden performansım ile ilgili asla bilgim olmadı” gibi yorumlarda bulunuyor musunuz? Eğer özellikle performansınızın olumlu olduğunu hissediyorsanız, yöneticinizin sizi takdir ettiğini duymak için geribildirim isteyin. Eğer işiniz ile ilgili negatif iseniz, gelişmek ve içten bir katkı sağlamak için yöneticinizden geribildirim isteyin. Ona işinizi değerlendirmenizden mutluluk duyacağınızı söyleyin. Müşterilerinizle de konuşun, eğer onlara iyi hizmet veriyorsanız, geribildirimleri de sizi doğrular şekilde olacaktır. Siz kendi gelişiminizden sorumlusunuz.

6- Sadece Tutabileceğiniz Sözler Verin

İş stresinin ve mutsuzluğunun en önemli sebeplerinden birisi, verilen sözlerin tutulamamasıdır. Birçok çalışan, verdikleri sözleri tutamadıkları için özür dilemeye daha çok vakit harcarlar ve sözlerini tutamamanın sonuçları ile ilgili endişe duyarlar. Hedeflerinize ulaşabilmek için becerilerinizi en iyi şekilde destekleyecek bir organizasyon ve planlama altyapısı kurmalısınız.  Zamanınız yoksa, gönüllü olmayın. Eğer iş yükünüz zamanınızı ve enerjinizi aşıyorsa, kapsamlı bir plan yapın ve yöneticinizden yardım isteyin. Yerine getirilemeyen sözler bataklığına yuvarlanmayın.  

7- Olumsuz Olmaktan Kaçının

İşyerinde mutluluğu seçmek demek, olumsuz konuşmalardan, dedikodudan ve mutsuz insanlardan olabildiğince uzak durmak demektir. Ne kadar olumlu hissettiğiniz önemli değildir, negatif insanlar sizin ruh halinizi olumsuz etkileyebilirler. Negatif düşüncelerin sizi aşağı çekmesine izin vermeyin. İşe giderken arabanızda şarkı söylemeye devam edin ya da söylemeye başlayın.
  
8- Profesyonel Cesarete Sahip Olun

Siz de pek çok insan gibi çatışmadan hoşlanmıyorsanız, sebebi çok basit. Hiçbir zaman bizlere yapıcı çatışma öğretilmediği için, çatışmayı korkutucu, yıkıcı ve yıpratıcı olarak algılıyorsunuz. Çatışma bunların üçü de olabilir ancak misyonunuzu ve kişisel vizyonunuzu başarmanızı da sağlayabilir. Müşterilerinize hizmet verirken ve başarılı projeler ortaya koyarken size yardımcı olur. Mutlu kişiler çalışma sebeplerini hayata geçirirler.  Neden birazcık profesyonel cesaretin sizi hedeflerinize ve hayallerinize ulaştırmasına izin vermiyorsunuz. Çatışma ile dost olun.

9- Arkadaş Edinin

Marcus Buckingham ve Curt Coffman, Kuralları Kırın: Dünyanın en Önemli Yöneticileri Neleri Farklı Yapar isimli kitaplarında on iki önemli soruyu listelemişlerdir. Çalışanların bu sorulara olumlu bir şekilde verdikleri cevaplar, onların iş yerinde mutlu ve motive olup olmadıklarının gerçek göstergeleri olmaktadır. Sorulardan en önemlisi “İş yerinde çok yakın bir arkadaşınız var mı?” Çalışma arkadaşlarınızı sevmek ve onlardan hoşlanmak olumlu ve mutlu bir çalışma ortamının göstergeleridir. Onları tanımak için zaman ayırın. Onları gerçekten sevip onlardan hoşlanabilirsiniz. Networkunuz size destek, kaynak ve paylaşım sağlar

10- Her şey başarısız olursa, iş aramanız sizi gülümsetecektir

Eğer bütün bu fikirler sizi işyerinde mutlu edemezse, işvereninizi, işinizi ve bütün kariyerinizi tekrardan gözden geçirmeniz gerekecektir. Hayatınızı nefret ettiğiniz bir işi yaparak ve ilişkilerin soğuk olduğu bir ortamda çalışarak geçirmek istemeyebilirsiniz. Birçok çalışma ortamı çok fazla değişmez. Mutsuz çalışanların sayısı artma eğiliminde olduğunda İş dışındaki zamanınızı iş arayarak geçirmeniz yüzünüzü gülümsetebilir.