3 Ocak 2013 Perşembe

İhtiyaçları kaynaklarla buluşturabilmek


2005 yılında temellerini attığı b-fit ile birçok kadına kendi işini kurma imkanı veren Bedriye Hülya ile b-fit'in kuruluş sürecini, bu girişim fikrini kısa sürede başarıya ulaştıran faktörleri ve b-fit'in kadın girişimcilere sunduğu faydaları konuştuk...

Kendinizden kısaca bahseder misiniz? 
İzmir Amerikan Lisesi’nden mezun olduktan sonra İşletme ve Psikoloji dallarında lisans ve lisansüstü eğitimimi tamamladım. Turizm sektöründe oteller, restoranlar, seyahat acenteleri, hediyelik eşya dükkanları, tekstil firmaları, ithalat firmaları kurdum ve işlettim. Çeşitli üniversitelerde psikoloji ve iş hayatında girişimcilik ile ilgili eğitimler verdim. 2005 yılında kurduğum b-fit ile kadınların franchising yolu ile kendi işini kurmasını sağlamaya başladım ve yedi yıl gibi bir sürede 214 şubeye 150.000 üyeye ulaştık. 2009 yılında Türkiye’de Endavor Girişimcisi olarak seçildim.

Kendi işinizi kurmaya nasıl karar verdiniz? b-fit ’in kurulma ve büyüme sürecinden biraz bahsedebilir misiniz? Bu süreçte size destek olan kişiler var mıydı? 
Hayatım boyunca ihtiyaçlarla kaynakları birleştirmekten çok mutlu oldum. Bunları kolay yapmamın nedeni gördüğümü ve duyduğumu “Birinin ihtiyacı olur,” diye aklımda tutmaya yönelik olmam. Kurduğum işlere de bu felsefe yansıdı. Amerika’da yaşadığım yıllarda, günde sadece otuz dakikamı egzersize ayırarak çok daha sağlıklı bir yaşamı keşfetmem sonucu “Bu benim işime yaradıysa Türk kadının da işine yarar,” diyerek bende b-fit’i kurma fikrini oluşturdu. Ardından iki yıl boyunca araştırmalar yaptım ve çeşitli eğitimlere katıldım. Ancak önemli olan, Amerika’da 13 milyon kişinin katıldığı bu sistemi Türkiye ve Türk kadınları için uygun bir formata sokmaktı ve bu amaçla hepsi kendi alanında tecrübeli olan beş iş ortağımla birlikte 2005 sonunda çalışmalara başladık. B-fit sisteminin bir üye ve spor salonu ilişkisinden ibaret olmaması gerektiği fikrinde birleştik ve yarattığımız farkındalıkla kadınların hem iş sahibi, hem çalışan, hem de üye olabildiği b-fit markası doğdu.

B-fit kısa sürede “franchise” sayısını artırdı. Kısa sürede bu başarıyı elde etmenizi sağlayan faktörler nelerdir? 
Kadınların hem spor yaparak sağlıklı olması, hem de ekonomik olarak kendilerini bağımsız kılan bir yöntem ile geliştirdiğimiz franchise yönteminin kısa sürede artmasının nedeni b-fit’ in girişimci kadını hiçbir zaman yalnız bırakmaması ve ona her alanda yardımcı olmasıdır. Bunun yanında b-fit franchise sahiplerinin başka franchiselere referans olması da, franchise sayısının  %70 oranında artmasını sağlamıştır. Franchise sistemimizin bu kadar başarılı olmasının sebebi budur.

Yaptığınız işin sosyal sorumluluk yanından bahsedebilir misiniz? 
Bu işin sosyal sorumluluğu öncelikle kadınlara iş kurma imkanı sağlaması. Bu zamana kadar b-fit 250’den fazla girişimci kadına iş fırsatı sağladı. Şubelerde çalışanların da kadın olmasında dolayı kadınlar için istihdam yaratıldı. Ayrıca staj ve part time çalışma modeliyle 200’ den fazla üniversite öğrencisine yardımcı olduk. Bunların yanı sıra b-fit’lerde kadınlar sadece spor yapmıyor, burada yaptıkları aktivite ve projelerle de sosyalleşebilecekleri bir alan yaratılıyor. Örneğin, okudukları kitabın yazarını minder sohbetlerine çağırıp konuşabiliyorlar veya kendi kişisel gelişimleri için çeşitli eğitimler alıyorlar.

Kadın girişimcilerin karşılaştığı / karşılaşabileceği zorluklar nelerdir? Benzeri şekilde iş hayatında kadınları en çok neler zorluyor?
Kadın girişimcilerin karşılaştıkları en büyük sorun ailelerinden, çevrelerinden destek görememesi ve paraya ulaşmalarının zor olmasıdır. Bir fikri olan ya da kendi işini kurmak isteyen kadınlar bu sebeple daha düşünme aşamasında vazgeçmek zorunda kalıyorlar. Çalışan kadın ise ev ile iş arasında gidip gelirken yoruluyor ve bir gün kendini evde otururken buluyor. Çünkü çocuğuna bakmak ve evin bütün sorumluluğunu almak zorunda kalıyor. Bu gibi etkenlerden dolayı kadınların ne yazık ki iş gücüne katılım oranı her geçen gün düşmektedir.

Kendi işini kurmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz? 
Yeni nesil girişimcilerin çoğunlukla yaratıcılık anlamında bir tavsiyeye ihtiyacı yok. Ancak yaptıkları işlerin çevreye ve topluma duyarlı bir zihinsel süreç izlemesinin önemli olduğuna inanıyorum. Batı’ya öykünürken zaman zaman kendi güzel özelliklerimizi yolda bıraktığımızı görüyor ve üzülüyorum. İmece, misafirperverlik, büyüklere saygı vb. kuvvetli olduğumuz kavramları yaşatarak yol almanın genç Türk girişimciliğini ayrı bir yere koyacağına eminim.

Tüm işini kuranlara bir tavsiye vermem gerekse, hazırlık aşamasından iyi araştırma yapmaları ve çevrelerinin negatif etkilerini göz ardı etmeleridir.

HRM Bülten Ocak 2013 ~ İçindekiler:

Giriş yazısı: Özel Sayı: Kadın Girişimciler
"Girişimciliğin istenirse öğrenebilir bir kavram olduğuna inanıyoruz" Özden Anık Tekir, Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Yöneticisi
İhtiyaçları kaynaklarla buluşturabilmek, Bedriye Hülya, b-fit Kurucusu
"Hep çalışmak, hep gelişmek ve hiç yorulmamak..." Işın Yılmaz, Ege Genç İş Kadınları Derneği (EGİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı
"Birbirimizin en büyük destekçisiyiz" Şenay Ekingen, İş Kadınları Derneği Kurucu Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder