21 Şubat 2014 Cuma

Dr. Cenk Tezcan - BeWell Kurucu Ortağı, Tıp Bilişimcisi

Dr. Cenk Tezcan Kimdir?
 BeWell Kurucu Ortağı, Tıp Bilişimcisi
Türkiye Fütüristler Derneği, Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Siyasal Bilgiler Fakültesinde İşletme Yönetimi Programını tamamladı. Marquette Hellige, Meteksan Sistem ve Intel firmalarında, tıbbi cihaz, anahtar teslimi hastane ve tıp bilişimi konularında çalıştı. Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve çeşitli Bakanlıkların Danışmanlığı görevlerinde bulundu. TUSİAD’a Mobil Sağlık raporu yazıyor ve mobil sağlık pilot projesinde SGK’ya danışmanlık veriyor. TRT’de fütürizm üzerine 13 dizilik bir televizyon programını hem yönetti, hem sundu.  Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsünde lisans üstü öğrencilere “Executive Medical Informatics” ve “Future Studies” dersi veriyor. Mobil sağlık ve Sağlığın geleceği konularında çok  sayıda konuşma ve makale sahibi. Yazılarını www.cenktezcan.com adresinde derliyor.

SAĞLIK DÜNYASINA FÜTÜRİSTİK BİR BAKIŞ
Yüzyıllardır süregelen ve Hastane/Doktor üzerine kurulu sağlık sistemi; refah düzeyinin dünya seviyesinde artması, özellikle bilişim ve iletişim teknolojilerinin hız, boyut ve menzil kapsamında gösterdiği çok hızlı gelişim, bunun genomik çalışmalara yansıması ve internet kullanımının yaygınlaşması; 21. Yüzyıl başında sağlık anlayışımızı ve sunumunu kökünden değiştirecek büyük bir transformasyonun başlamasına sebebiyet vermiştir.  Bu durum, hastane ve doktor odaklı bir sağlık sisteminin birey (burada sadece hasta kavramından bahsetmiyorum) odaklı bir hale geleceğini ve sağlığın “kişiselleşeceğini” gösteriyor. Kişiselleşen sağlık kavramı; sadece hasta olduğunda sağlık sistemine başvuran ve sağlığı konusunda takip edilemeyen günümüz pasif bireyinin, kendi sağlığıyla ilgili sorumluluk alan, sağlıklı yaşamaya, hasta olmamaya özen gösteren, sağlık verilerini yanında taşıyan, gerektiğinde hastalığıyla ilgili verilerin 7/24 kontrol altında tutulduğu proaktif bir yaklaşım sergileyen bir bireye dönüşmesini betimliyor. Bu tanımla birlikte; internet (bilgiye ulaşımın kolaylaşması) ve sosyal medya sayesinde sağlığı ve hastalıkları konusunda daha fazla bilgilenen ve bilinçlenen bir toplumun daha kaliteli ve hızlı bir hizmet için geliştireceği talep, teknolojinin ve yeni işletme trendlerinin de buna vereceği cevap, geleceğin sağlık sistemini belirleyen göstergeler olarak karşımıza çıkacaktır.
Gelecekle ilgili uzgörülerde bulunmak her zaman zor olagelmiş, uzgörücüler çağlar boyunca pek fazla ciddiye alınmamış, çoğu zaman çoğunluk tarafından müstehzi bir gülümseme ile karşılanmıştır. Pozitif bir düşünce sistematiği olan Fütüristik çalışmalar, geleceği tahmin etmekten öte, megatrendleri gözlemleyerek hedeflenen geleceğin yaratılması için çaba göstermeyi, senaryolar üretmeyi ve hedeflenen/tercih edilen geleceğe ulaşma yolunda ciddi çalışmalar yapmayı gerektiren çokbilimli bir sistemdir. Teknolojik gelişmenin geçtiğimiz 30 senede sürekli yükselen ivmesini göz önüne alarak gelecekle ilgili gerçekçi uzgörülerde bulunmak olasıdır. Bu sayede bilimkurgu gibi görünen bir çok önermenin, çok uzun olmayan bir gelecekte gerçek bilim olduğunu gözlemleme şansına sahip olabiliriz. Bu yazıda, Sara O’Marberry gibi inovatif bir hastane mimarından, David Ellis ve James Rifkin gibi fütüristlerden de esintiler bulacaksınız.
Sağlığın geleceğini konuşurken aşağıdaki gelişmelerin lokomotif etkisi göz önünde bulundurulmalıdır;
-           Fotonik, biyolojik, moleküler, atomik ve kuantum bilişim mimarileri
-           Yapay zeka, sanal gerçeklik, robotik uygulamalar, nanoteknoloji
-           Ses tanıma uygulamaları, veri tabanı/veri madenciliği çalışmaları, akıllı kartlar
-           Biyoteknoloji, gen ve kök hücre çalışmaları, suni organlar, suni ekstremiteler
-           Kontrollü sinir hücreleri üretimi, nöral çip implantları
-           Telesağlık, mobil sağlık uygulamaları

Teknolojik gelişmeler beraberinde her zaman organizasyonal (ve bireysel) gelişmeyi de gerektirir. Bu cümleden olmak üzere; çok hızlı değişen teknolojinin etkili şekilde kullanılmasının, kullanıcına oluşturulacak olumlu davranış değişikliğini ile orantılı olacağını söylemek durumundayız. Bu nedenle, hastanın veya sağlıklı bireyin yenilikler hakkında bilinçlendirilmesi, farkındalığının artırılması gereksinim haline gelmektedir. Sağlık okuryazarlığını da kapsayan bu süreç ancak “Sağlık iletişimcilerinin” etkin ve doğru destekleri ile mümkün olabilecektir.
Sağlık dünyasında yaşanan transformasyon, sisteme yeni oyuncuların da girmesine sebep olacaktır. Telefon operatörleri, çağrı merkezleri, mobil sağlık kuruluşları, sağlık sigorta firmaları, eczaneler, konuyla ilgili sivil toplum örgütleri; eskiye kıyasla çok daha etkin hizmet sunucuları olarak karşımıza çıkacaklardır.
Teknolojideki gelişmeleri ön planda tutarak ve bahsedilecek uygulama modellerinden bazılarının deneme fazında sağlık kurumlarında uygulanmaya başlandığını hatırlatarak sağlığın gelecek yansımalarını 3 başlık altında ele almayı düşünüyorum;
1)         Kişisel Sağlık
2)         Gelecekte Hastaneler
3)         Tıpta Beklenen Gelişmeler  

1. KİŞİSEL SAĞLIK
Sağlığın kişiselleşeceği kavramı, bireylerin kendi sağlıklarından daha fazla sorumluluk almaları, sağlıklarını korumada ve hastalıkları ile başa çıkmada kendi inisiyatiflerini kullanabilme yeteneğini kazanmalarıdır. Sağlığın kişiselleşmesi 3 değişik uygulama modelini gündeme getirecektir;

1.         Kronik Hastalık Yönetimi;
Nüfus yaşlandıkça artmakta olan kronik hastalıklarla baş etmenin önemli bir yolu, hastaları evde ve iş yerlerinde kontrol altında tutarak hem yaşam kalitelerini artırmak, hem de işgücü kayıplarını azaltmaktır.

2.         Bağımsız Yaşama;
65 yaş üstü, belli motor fonksiyonlarını yitirmiş yaşlı nüfus ile engellilerin yaşam kalitelerini ve bağımsızlıklarını korumalarına yönelik olarak bilişim ve iletişim teknolojilerinin, sensörlerin ve erken uyarı sistemlerinin kullanılmasıdır

3.         Wellness (İyilik halinin sürdürülmesi)
Diğer yandan, sağlıklı ve genç nüfus ise, sağlıklarını korumak, zindeliklerini, formlarını ve güzelliklerini devam ettirmek adına, özel geliştirilmiş bilişim ve iletişim aygıtlarını gelecekte sık olarak kullanacaklardır.
  
2. GELECEKTE HASTANELER
Teknolojideki gelişmeler, hastanelerde de operasyonel anlamda ve uygulama modellerinde birçok değişikliği gündeme getirecektir. Geleceğin hastanesi daha çok ‘entegre dijital’ bir yapıya kavuşacaktır. Bu da kültürel açıdan rollerin değişmesine, profesyonelleşmeye ve otelcilik hizmetlerinin ön plana çıkmasına sebep olacaktır.

3. TIPTA BEKLENEN GELİŞMELER

Tıpta Yakın Gelecek Trendleri; (2030 senesine kadar)
-                      Sağlık sektöründe çalışan pek çok beyaz yakalı çalışanın hatta doktor ve hemşirenin işlevini görebilecek yapay zekalar üretilecek, (Bu durum hiç bir zaman doktor ve hemşirenin önemini azaltmayacaktır)
-                      Nanoteknolojik üretim süreçleri sayesinde, vücuda uygulandığında medikal ve cerrahi amaçlı kullanılacak otomatik cihazlar üretilecek,
-                      Robotlar bizlerden daha iyi görme, duyma, koku alma ve dokunarak hissetme kabiliyetlerine haiz olacaklar ve bizim duyumsayamadığımız elektromanyetik ve kimyasal spektrum aralıklarına erişebilecekler.
-                      Uzun yaşam ilaçları moda olacak, Bu ilaçlar, kullananlara daha aktif, daha sağlıklı ve daha üretken bir yaşam sunacaklar. 100 yaşına kadar sağlıklı yaşamak normal kabul edilecek. Bu ilaçlar, daha çok zenginlere yönelik olacağından etik problemleri de beraberinde getirecek,
-                      Kişisel DNA profillerinin haritalarının çıkarılması ve bu bilginin hastalıklardan korunma amacıyla kullanılması ilaç sanayini değiştirecek, kişiye özel ilaçların yaygınlaşmasını sağlayacak,
-                      Biyoteknoloji, kök hücre ve genomik çalışmaların yaygınlaşması, insan zekasını da artıracak,
-                      Süper bilgisayarlar, yapay zeka ve gelişmiş tıbbi bilgi teknolojileri, insanların yaşam kalitesini artırmada doktorların becerilerini maksimum düzeye çıkaracak,
-                      Kişiselleştirilmiş DNA diyetleri, insanlara hangi besinlerin sağlıklarını koruyacağını ve hastalıkları önleyeceğini öğreteceğinden uzun yaşamı tetikleyecek,
-                      Genetik aşılar ve düzenleyici DNA cerrahileri gibi yaşam uzatıcı uygulamalar, akıllı ilaçlar ve nöromedikal cihazlar; sağlığın korunmasını, zekanın gelişmesini ve güzelliğin sürdürülebilmesini sağlayacaktır.

Tıpta Uzak Gelecek Trendleri; (2030 senesi sonrası)

-       Holografik Projeksiyon; Gerçek boyutlarda, transparan holografik hasta görüntüleri kullanılmaya başlayacak. Fiziki mekanlarda veya online sanal ortamlarda doktorlar bu 3 boyutlu görüntüler üzerinden teşhis koyacak ve uzak mesafedeki meslektaşları ile hastanın durumunu tartışabileceklerdir.
-     Tamamlayıcı Gerçeklik; Özel gözlük takmış doktorların ameliyat esnasında sanal görüntüler üzerinde vücüt içini görmeleri sağlayacak bir teknik.
-       Robotik Cerrahi;  Uzaktaki bir cerrah tarafından yönetilen robotlarla veya önceden programlanmış ve doktor tarafından monitörize edilen robotlarla ameliyat yapmak yaygınlaşacaktır.
-       Nöral cihazlar; Nöro-yenilikler, direkt beyine erişim sağlayıp, zeka, kabiliyet ve hafızanın artırılmasını sağlayacaktır.
-        Kök hücre sentetik dokuları ve organ oluşturma; Organ nakli için organ ve dokuların inkübatörlerde yaratılması
-        Nörogenerasyon; omurilik, sinir ve beyin hücrelerinin geliştirmesi, inme inmiş, felçli hastaların tedavilerinde çığır açacaktır.
-       Tedavi amaçlı klon bankaları; hastalıklı organların değiştirilmesi için ve ömrün uzatılması için yeni organ oluşturmaya yönelik hücre depolanması
-                      Ömür Uzatma tatilleri
-                      Gen Bankaları 

SONUÇ

Teknoloji, tıpta ve sağlık uygulamalarında bugün hayal bile edemeyeceğimiz gelişmeleri hizmetimize sunacaktır. Damar içinde çalışacak uzaktan yönetilen nanorobotlar, akıllı ilaçlar, kemik zamkları, hareket eden ameliyathaneler, ön büro robotları önümüzdeki birkaç dekatta hayal olmaktan çıkacaktır.
Dikkat edilmesi gereken, teknolojiyi adapte ederken alt yapının doğru oluşturulması, ihtıyaç duyulan teknolojiye yatırım yapılması ve teknolojiyi kullanacak personele güçlü ve sürekli eğitimin verilmesidir. Değişimin aynı zamanda alışkanlıklarımızda ve yaşam biçimimizde değişiklik talep ettiğini unutmamalıyız.
Sağlıklı geleceklere...  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder