22 Ekim 2013 Salı

HRM Röportasj - Greif - Okşan ALGÜR


Okşan Algur Kimdir?
Greif FPS, İnsan Kaynakları Müdürü

Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden 1996 yılında mezun olmuştur. 18 yıldır İnsan Kaynakları alanında sırasıyla Garanti Bankası, DHL, Milupa – Numico International, Perfetti Van Melle, Liberty Sigorta, Tempo – Vodafone Çağrı Merkezi, Greif FPS Türkiye’de yönetici pozisyonlarında görev almıştır. 2000 yılında Marmara Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi yüksek lisans programını tamamlamış; Boğaziçi Üniversitesi Yetişkin Eğitimi alanında doktorasına başlamış, daha sonra Kocatepe Üniversitesi Organizasyonel Gelişim doktora programına geçiş yapmıştır. İş hayatına ek olarak; Yaşam/İş koçluğu, mentorluk, kariyer danışmanlığı alanlarında da çalışmalarını sürdürmektedir.


Ülkemizde ambalaj sanayi ne durumdadır? Bunun gelişmesi için neler yapılmalıdır / siz neler yapıyorsunuz?

Türkiye’de ambalaj sanayisi üretim çeşitliliği ve hacmi açısından gelişmiş bir sanayi dalıdır. Ambalaj ürünleri, müşterilerin ürünlerinin fonksiyonlarını yerine getirecek şekilde, uygun şartlarda nakliyesini, muhafazasını ve son kullanıcıya hitap eden görüntü ve fonksiyonelliği sunmayı hedefler. Ülkemizde bu sektörün gelişmiş ve halen gelişmekte olması, Türkiye’nin çok dinamik bir imalat sektörünü barındırması, farklı üretim dallarında ürünlerin olduğu  ve bu ürünlerin meydana getirdiği ambalaj ihtiyacını karşılamaya yönelik bir yapıya sahip olması ile bağlantılıdır. Ülkemiz sadece Türkiye pazarı için değil, global boyutta ambalaj ihtiyacına da cevap vermektedir.
Biz ambalaj malzemesi üretmemize rağmen tekstil sektörünün bir parçasıyız. Bu nedenle tekstil sektörünün yaşadığı zorluklarla karşı karşıyayız. Bigbag(endüstriyel çuval) üretimi Türkiye’de 1987’li yıllarda başladı, 2000’li yıllara kadar hızlı büyüyerek gelişti ve Türkiye üretimde dünya lideri konumuna geldi. Ancak son 10 yıl içinde Türkiye’de bigbag konusundaki yeni ve ilave yatırımların azalması nedeniyle Hindistan ve Çin’den sonra üçüncü sıraya gerilemiş durumdayız. Şu anda bizi zorlayan bir diğer ülke de özellikle işgücü maliyeti düşüklüğü sebebiyle Fas’tır.
Sektörümüzü etkileyen ana maliyetler sırasıyla malzeme, personel ve enerji olup, özellikle personel ve enerji konuları diğer ülkeler ile rekabetimizi zora sokacak şekilde artmaktadır. Bu konuların iyileştirilmesi için; çalışma verimliliğini arttırma, yeni otomasyon teknikleri geliştirme ve makine parkurunu yenileme çalışmalarına öncelik veriyoruz. Yurt içinde ve dışında farklı lokasyonlarda üretim yapma ve maliyetleri azaltma konusu da gündemimizdedir. Uzun yıllar önce iş hayatına giren ve gün geçtikçe yaygınlaşan “Just in time” sistemi bizim müşterilerimizce de daha yaygın kullanılmaya başladı. Özellikle işletme sermayesini azaltma ve daha küçük alanlarda çalışma imkanı sağlayan bu sistem ülkemiz için fırsat oluşturuyor.
Ülkemizin coğrafi konumu, özellikle Avrupa ülkelerine olan yakınlığı burada önem kazanıyor. Bize göre işgücü, enerji ve hammadde maliyeti avantajı olan Uzak Doğulu rakiplerimizle rekabet şansı bulmamıza yardımcı oluyor. “Just in time” sistemi ciddi bir avantaj olmakla beraber, müşteri stoklarının azalması ve bu durumun  tedarikçi stoklarını arttırmadan sürdürülmesi gereği ciddi değişim gerektiriyor. Tedarikçide parti büyüklüklerinin küçülmesi ve üretim çeşitliliğinin artmasına destek olacak esnekliklerin sağlanması gerekiyor.

Ambalaj sanayinin ileriye gidebilmesi ve daha sağlıklı bir hale gelebilmesi için neler yapılmalı?

Üzerine yoğunlaşmamız gereken konu iç tedarik, planlama, üretim ve sevk zincirinde esnekliğimizi arttırmak olmalı.
Doğu Avrupalı rakiplerimiz coğrafi konum açısından bize göre daha avantajlı olabiliyor. Bu ülkelerde işgücü disiplini ve maliyeti ülkemize göre daha iyi durumdadır. Bu noktada ürün kalitemiz, çeşitliliğimiz, yenilikçi ürünlerimiz ve eğitim sistemimizin gelişimi sektörümüzün önünü açacak unsurlardır. Mevcut bilgi ve tecrübelerimiz bu konuları desteklemekle beraber yenilikçi ürünler konusu tüm yatırımcılarımızın öncelikleri arasında olmalı. Özellikle yenilikçi projelerin desteklenmesi konusunda Tübitak, eskisine nazaran oldukça etkin. Yeni proje sayımızı arttırarak bu kaynakları sektörümüz lehine daha etkin kullanmalıyız.
İnsanlarımız atölye veya fabrika ortamında üretim yapmak yerine servis sektörüne geçmeyi tercih ediyor ve sektörümüz için yeterli işgücü bulma sorunları oluşuyor. Bu durumu çalışma alanlarımızın konfor ve güvenlik şartlarını geliştirerek iyileştirebiliriz. Tabii ki teknik personel yetiştirme konusunda eğitim sistemimiz de ciddi rol oynuyor. Bu alanlardaki iyileşme sektöre kesinlikle pozitif etki yaratacaktır.
Hammadde temini ve maliyetlerinin uygun seviyelerde tutulması(özellikle petrol türevi ve ağaç türevi malzemelerde), yetişmiş işgücü konusunda yaşanan sıkıntıların çözümlenmesi, farklı branşlarda ambalaj üreticilerinin oluşturduğu birlik ve kuruluşların eksikliğinin giderilmesi, devlet teşvikleri konusunda yeterli bilgi ve olanakların iyi tespit edilmesi, Ar-ge ve yeni ürün geliştirme konularındaki aktif çalışmaların artması, devletimizin Uzak Doğu ve Asya-Pasifik’te faaliyet gösteren rakiplere karşı pazarı korumak konusunda yapılması gereken çalışmalara odaklanması diğer çözüm önerileri olarak görülebilir.

Şirketinizin İK uygulamaları ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
İnsan Kaynaklarının tüm süreçleri ile etkinleşmesi için proje bazlı pek çok çalışma yaptık; yapmaya da devam ediyoruz. Çalışanla işveren arasındaki köprü olmak, stratejik iş ortaklığı ve değişim ajanı olarak İnsan Kaynakları organizasyonumuz içinde son derece önemli bir etkinliğe sahip. İnsan Kaynaklarının operasyonel işlevselliğinin artırılması dışında, tüm IK süreçlerinin standardizasyonu, işe alım sisteminin kurulması, ücretlendirme ile ilgili çalışmalar, çalışan bağlılığı ve motivasyonu için aksiyon planları, kariyer planlaması, eğitim yönetimi, performans sisteminin kurulması gibi pek çok İK faaliyetini yürütüyoruz. Bir kaç örnek vermem gerekirse; İş tanımları ve görev isimleri standardizasyonu, beyaz yaka ve mavi yaka ücret değerlemesi, piknik, yılbaşı partisi gibi motivasyon sağlayıcı etkinlikler, çalışan bağlılığı anketi ve aksiyon Planı, turnover analizi ve aksiyon planı, yöneticiler için bireysel koçluk, liderlik ve takım Koçluğu programları; ISIG ve teknik eğitimlerin planlanması, İK prosedürlerinin hazırlanması ve hayata geçirilmesi, hedef bazlı performans değerlendirme sisteminin kurulması diyebilirim...

Çalışan motivasyonunu yükseltmek, şirkete bağımlılığı artırmak için yaptığınız uygulamalar nelerdir?
Çok iyi ve kapsamlı bir oryantasyon programı hazırladık; bu programı beyaz yaka, mavi yaka ve tüm fasonlar alıyorlar. Şirketle ilgili temel bilgiler, ürünlerimiz, süreçlerimiz, departman sunumları ile çalışanın kolaylıkla adaptasyonunu sağlıyoruz. Vizyon, misyon ve değerlerimizi iyi özümseyen çalışanda şirkete bağlılık ilk haftalarda başlıyor. 2 ayda bir “Orta Alan Toplantıları” ile şeffaf şekilde “neredeyiz, nereye gidiyoruz ve ne

yapmak istiyoruz” sorularının cevaplarını tüm çalışanlarımızla paylaşıyoruz. Şirket hedeflerimizle uyumlu departman hedeflerimiz ve yöneticilerimizin hedefleri ilgili departman ekipleriyle açıklıkla paylaşılıyor. Kişilere iş hayatına yönelik spesifik eğitimlerin yanı sıra, seminer ve konferanslara / kongrelere katılım imkanı veriyoruz. Teknik eğitimler ve kişisel gelişim eğitimleri de yıllık eğitim planımızın bir parçasıdır. Focus grup toplantıları ile çalışanlarımızın beklentilerini düzenli takip ediyoruz; ayrıca her yıl yapılan “Çalışan Bağlılığı Analizi” için aksiyon planları oluşturup güncel durumumuzu çalışanlarımızla paylaşıyoruz. Çalışan Öneri sistemimizi sağlıklı şekilde çalıştırıyoruz. Intranet ve yerel bülten hazırlıklarımız devam ediyor. Sosyal Aktivite grubumuz ayda 2 aktivite ile son derece aktif çalışmalarına başladı. Kariyer Planlama ve Ücretlendirme ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Şirket pikniği, şirket kütüphanesi ve film kulübü, yılbaşı partisi gibi aktivitelerimizle de motivasyonu yüksek tutmaya çalışıyoruz.

Ticari sorumluluklarınızın kadar toplumsal sorumluklarınızı da yerine getirebiliyor musunuz?  Sosyal sorumluluk projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Sosyal aktivite grubumuz aktif şekilde çalışıyor, birey olarak tüm personelimize sorumluluklarını hatırlatmaya gayret ediyoruz. 21 Eylül Dünya Barış Günü’nde içimizden bir ekip Darülaceze ziyareti yaptı; yaşlılarımızla, analarımız ve babalarımızla barıştık o gün. Bu ziyaretleri düzenli devam ettireceğiz. Doğu’daki okullara ve öğrenci kardeşlerimize desteklerimiz hem şirket olarak hem de bireyler olarak devam ediyor. Kardeşlerimize kırtasiye yardımının yanı sıra gönül bağımızla da destek oluyoruz. Eğitime inanıyor ve Türk Eğitim Vakfı’na zaman zaman bağışta bulunarak destek oluyoruz. Bill Clinton önderliğinde başlatılan, Unicef ile ortak bir projede de tüm Afrika için, susuzlukla mücadele kapsamında, Afrika’da yaşayan kişilerin sularını daha sağlıklı, steril ve rahat taşımaları için sırt çantası şeklinde su sebilleri/tankları üretiyoruz. Su sebillerinin tamamı Türkiye’deki Greif FPS 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder