8 Mayıs 2013 Çarşamba

Ayın Konusu - Finans



 Merhaba,

Bir bankaya gittiğinizde içerideki müşteri çeşitliliğine bakıp, her müşterinin aslında finans dünyasının irili ufaklı aktörlerinden olduğunu düşündünüz mü hiç? Bir köşede gördüğünüz yaşlı teyze emekli maaşını çekmek için sıra bekliyor olabilir; kim bilir belki de yıllardır azar azar artırdığı mütevazı yatırımını kontrol etmeye gelmiştir. Diğer tarafta bankanın en büyük mevduat sahiplerinden biri her gün banka müdürünün yanındadır, ne de olsa koskoca bir şirketin temsilcisidir, hesaplardaki hareketlilik hem banka için hem de şirketin ekonomik döngüsü için çok önemlidir. Bir başka köşede ilk gayrimenkul yatırımlarını yapmak için sabırsızlanan evli çift kredi çekmeye gelmiştir. Bireysel emeklilik fonu açtırmak için bekleyen bir ev hanımı ya da şirketin vergi ödemeleri için nakit ihtiyacını dile getirmeye gelmiş bir mali müşavir…
  
Günlük yaşantımız içinde rahatlıkla rastlayabildiğimiz bu küçük ekonomik faaliyetlerin dışında, bir de makro anlamda ülke ekonomisini, hatta küresel ekonomiyi etkileyen aktörler var.  Gündeme göre inişler-çıkışlar yaşayan borsa, buradaki büyük yatırımcılar, spekülatörler, alınan-satılan şirket hisseleri, bunları yöneten aracı şirketler, portföy yatırımı şirketleri, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, sigorta şirketleri, vergi ve denetim danışmanları ve daha niceleri.  Hepsi çok hızlı bir devinim içindeki ulusal ve uluslararası ekonomik döngünün işleyen parçalarını oluşturuyor. Öyle ki ‘küresellik’ kavramı altında neredeyse birbirine bağlı ve bağımlı hale gelen ülkeler kendi ekonomileri ve politikalarındaki değişimler ile diğerlerini etkiliyorlar. Doğrudan herhangi bir ilişkisi olmadığı halde, bir ülke, coğrafi olarak çok farklı yerde olan bir başka ülkede meydana gelen, örneğin emlak piyasasında ortaya çıkan bir ödeme krizinden büyük ölçüde etkileniyor. Tıpkı Amerika’da mortgage piyasasında başlayan ve dünya ekonomisini sarsan krizin yaşattıkları gibi… Ülkemiz 2008 yılında kendini gösteren bu krizinin etkilerine maruz kalmış olsa da, bugün bankacılık, sigorta ve emeklilik sektörlerimiz bu süreçte büyümelerine kazandıkları ivme ile devam ediyorlar.

Yaşanan küresel krizlerin ülkelere yeni tecrübeler kattığı düşünülürse, yakın tarihimizdeki bu finansal krizin yaratmış olduğu değişim de, yeni düzenlemeleri ve dönüşümleri beraberinde getiriyor. Bu yeni düzenlemeler de tüm ülkeler için olası krizlere karşı daha sağlıklı ve sağlam alt yapılatın oluşturulmasını sağlıyor. Ülkemiz finans sektörü de, sahip olduğu yüksek büyüme potansiyeli ile, krizlerden edindiği tecrübeler ve geliştirdiği yeni politikalar doğrultusunda konumunu giderek güçlendiriyor.
HRM ekibi olarak bizler de bu ay,  günümüz konjonktürü ışığında ülkemizin önde gelen finans kuruluşlarının yöneticileri ile sizleri bir araya getiriyoruz. Röportajlar, İK alanındaki söyleşiler ve sektördeki gelişmeleri içeren yazıların siz değerli okurlarımıza rehberlik edeceğini umuyoruz.
Keyifle okumanız dileğiyle.

Saygılarımızla,
HRM Danışmanlık




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder