Hakan Eren
kimdir?
Program
Yapımcısı ve Sunucu
Geçmiş Bahar Mimozaları ve Bir Zamanlar programlarının yapımcısı ve
sunucusu Hakan Eren, 1963 Diyarbakır doğumludur. Pertevniyal Lisesi ve Yıldız
Üniversitesi Kocaeli Elektrik Mühendisliği mezunudur. 1988 yılından beri
Elektrik Mühendisliği yapmakta olan Eren, Klassis Otel, Richmond Hotel,
İstanbul Conti Otel, Klassis Golf Country Club, Kız Kulesi Restorasyonu, Maxi
Shopping City gibi birçok büyük projenin elektrik projeleri ve yapımını
üstlenmiştir. Halen Yenigün Aydınlatma'da satış ve proje müdürlüğü yapmaktadır.
14 seneden beri plak koleksiyonu ile ilgilenen ve Türkçe pop tarzında
yayınlanmış plakların 96%'sına sahip olmasının dışında birçok sanatçımızın
yayınlanmamış şarkıları da arşivinde yer almakta olup Türkiye'nin en detaylı
Türkçe pop müzik arşivine sahiptir. Hakan Eren, Meral Altındal ve Naim Dilmener
ile birlikte yaklaşık 4 senedir çalışmalarına devam edilen Türkiye'de
yayınlanmış tüm Türkçe pop plakların Plak Kataloğu’nu yayına kitap olarak hazırlamaktadır.
Türkiye'nin müzik konusunda en büyük kaynak eksikliğini giderecek olan bu proje
2002 yılında yayınlanacak. Ayrıca Naim Dilmener ile birlikte plak kapaklarını
içeren ve 70'li yıllara ait kolay çalışmaları içeren iki kitap çalışmalarının
hazırlıkları halen devam etmektedir. Ada müziğin yayınladığı ilk arşiv serisi
olan Ali Rıza Binboğa, Asu Maralman, Ayten Alpman, Hümeyra ve Timur Selçuk
CD'lerinde arşiv ve edit olarak görev yaptığı bu çalışmaların dışında
Aykut-Ayşe, Ciguli, Grup Destan, Melda Duygulu ve Zuhal Olcay'ın albümlerinde
çeşitli çalışmalar yaptı. Şu anda piyasaya çıkmaya hazırlanan ve projelerini
Hakan Eren'in hazırladığı iki albüm çalışmasının hazırlıkları devam etmektedir.
Odeon plak şirketinin arşivinden seçtiği plaklardan oluşan ve Türk Pop Müzik
tarihine yön vermiş şarkılarından oluşacak "toplama" CD Türkiye'de
ilk defa tüm eserlerin orijinal kayıtlarını içeren bir çalışma olarak müzik
marketlerde yerini alacak. Dost Müzik ve DMC (Doğan Müzik Company) ortak
çalışması olarak hazırlanan 60'lı yılların en önemli yarışması olan Hürriyet
Gazetesi'nin düzenlediği Altın Mikrofon yarışma şarkılarının tamamının orijinal
kayıtlarını içeren çalışmanın tüm prodüksiyonunu hazırlamaktadır. Çalıntı
Dergisi'nde makaleleri '99 Ekim ayından itibaren her ay yer almaya başlamıştır.
Radyo D'de hafta sonları Pazar 16:30-18:30 Geçmiş Bahar Mimozaları ve Cumartesi
20:00-21:00 Hakan Eren ile Bir Zamanlar programlarını hazırlayıp sunmaktadır.
Türkiye'nin en kapsamlı nostalji sitesi www.birzamanlar.net'i hazırlayan Eren,
Ajda Pekkan ve Seyyal Taner'in resmi internet sitelerinin de danışmanlığını
yapmaktadır.
1)
Türkiye’deki en geniş albüm ve plak arşivine sahip kişi olarak biliniyorsunuz.
Bu merakınız nasıl başladı? Nasıl gelişti? Sizi yönlendiren kişi/olay neydi?
Çoğumuzun yaptığı gibi, bende çocukluğumda zevkle dinlediğim plaklarımı saklamadım.
Çoğu kişi iyi hatırlar, bir dönem kasetlerin çok revaçta olduğu, CD’lerin basılmaya
başladığı dönemlerde, evlerdeki eski plakları çocuklar frizbi olarak kullanmaya
başlamışlardı. 90'li yılların başlarında tesadüfen yolda bir sahaf dükkânının önünde
bir koli plak gördüm. O tarihlerde evime yeni bir müzik seti almıştım ama pikabı
olan bu sette çalacak plak yoktu. İşte bu gördüğüm kolinin en üstünde görünen
45'lik plaklar beni çok heyecanlandırdı. Ortaokul zamanlarımdan, en sevdiğim
plaklardan biri vardı. Sevda Karaca'dan "Verdiğin Söz Bu muydu" yani “Selam
ben geldim yine” diye başlayan şarkısı... Çok ucuzdu plaklar ve 15-20 tane seçip
aldım. Akşam evde dinlediğimde çok heyecanlandırmıştı beni o eski şarkılar.
Ertesi gün gittim, tüm koliyi aldım ve o günden sonra sahaf sahaf dolaşarak ne
varsa toplamaya başladım ve bugünlere geldi arşiv büyüye büyüye…
2) Elektrik
Mühendisi olarak çalışırken, radyo programlarına geçişiniz nasıl oldu? Radyoyla
arşivinizi paylaştığınızda, Elektrik Mühendisi olarak başladığınız kariyerinizi
tamamen değiştirmeyi planlıyor muydunuz? Süreç nasıl gelişti?
Radyo yayın hayatım 15. yılına girdi. Yani bundan on altı yıl önce bana sorsaydınız
hiç böyle hayallerim olmadığını söylerdim. Tamam, müziğe çok meraklıydım ve çocukluğumdan
beri iyi bir dinleyici ve takipçiydim, ama bu, radyo programı yapacağım anlamına
gelmez. Ben o yıllarda iyi bir “Radyo D” dinleyicisiydim ve Fatih Altaylı Genel
Yayın Yönetmeni idi. Ona çektiğim, “Radyonuza arşiv desteği yapabilir miyim?” faksı
ile hayatımın seyri değişti. Beni görüşmeye çağırdıklarında ben onlara, “Size
program yapayım.” diye gitmedim. “Size arşiv kayıtları vereyim, çalın radyoda.”
diye gittim ama “Sen çok bilgilisin, ayrıca gayet düzgün konuşuyorsun, gel
bizde program yap.” diyerek beni apar topar mikrofon başına oturttular. Oturuş
o oturuş ve bugünlere geldi olay... Radyoya başladığım zaman faal çalışan bir
elektrik mühendisi idim, ama bırakmadım. Mühendislikle müzik işlerini aynı anda
12 sene beraber yürüttüm. Beş sene önce mühendislikten emekli olunca sadece müzik
şirketime ağırlık verdim. Ben başladığımda radyoda pek nostalji programı yapan
yoktu, yapanlar da beceremiyordu ve ben dengeleri alt üst ettim bu konuda. O yüzden
Radyo D'de yaptığım program çok tutuldu. Bu arada inkâr edemem, bu islere başladığımda
beni hep yüreklendiren kişi Naim Dilmener oldu. Ona çok şey borçluyumdur.
3) Elektrik
Mühendisi olarak edindiğiniz deneyimlerin radyoculuk kariyerinize etkileri oldu
mu? Varsa nelerdir?
Olmaz mı, çok oldu. Mühendislik, hesap-kitap, çözüm işidir. Mühendislik
hayatım boyunca büyük projelere imza atmış biri olarak, müzik dünyasının içinde
başarılı olmamak gibi bir durumum söz konusu olamazdı. Beni diğer yapımcılardan
ayıran olay, bakış açılarımdır. Ben müziği sevdiğim için yapıyorum, illa para
kazanmak için değil. Bakış açın ve istediklerin, ticari zihniyet içinde değilse
para gelip sizi buluyor ve siz o işleri yürütebiliyorsunuz. “Ossi Müzik’i kurduğumdan
beri sadece istediğim ve sevdiğim albümleri yayınladım. 7 senedir bu şirket
ayakta ise ve geniş bir kataloğa sahipse sonuç başarılıdır.
4)
Yaptığınız işte sizi başarıya götüren özellikleriniz nelerdir?
Para kazanacağım mantığı ile yola çıkılan işleri hiç sevmem. Para kazanılmasın
demiyorum, ama olaya salt ticari bakış açısı başarısızlığı getiriyor bence. İnanmak
ve sevmek gerekir yapacağın işi. Bakın, bunca yıldır yaptığım çalışmalarla Nostalji
Programları patladı. Şimdi “Gazino Show” projemle gazino kültürünü tekrar canlandırdım,
artık gazino açıyor herkes. Boğa burcuyum, sanırım başarı inatçılığımdan oluşuyor.
5) Bundan
sonraki kariyeriniz için planlarınız, en büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek
istediğiniz projeleriniz nelerdir?
Hayallerimi söylemeyi sevmem, çünkü gerçekleşmesine engel olur. Ama bugün
dönüp bakınca kariyerime şunu diyebiliyorum, "Hayal etmediklerimi bile gerçekleştirebildim."
Şimdi yaptığım "Gazino Show" projemi daha geniş kitlelere taşımak
istiyorum. “ZEREV” yani Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon ve Eğitim Vakfı ile
projeyi engelli kardeşlerimize yardım olayına çevirdik. Vakıf Başkanı Şeref
Umut, projeye sahip çıktı ve inşallah bu sene, engellilere bir akademi kazandıracağız.
İstemek, başarının ilk temelidir. Olmaz, hayır yapılamaz diye hiç bir şey
yoktur hayatta. “Başaranların senden ne farkı var?” mantığını kullanmışımdır
hep. Başarı fedakârlık ister. Ben bu işlerimi yaparken özel hayatımdan çok fedakârlıklar
verdim. Hayatta hiçbir şey, vermeden alınmıyor maalesef.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder