BEŞ KURUŞ
Bir gün Hoca sallana sallana yolda yürürken, biri arkadan ensesine kuvvetli bir
tokat atar. Hoca neredeyse yere düşecek. Hoca hiddetle,
-Ne cüretle vuruyorsun!
Genc adam, biraz ukala bir tavırla, kısaca özür diler. Küçük bir hata
yaptığını, Hoca’yı bir arkadaşına benzettiğini söyler. Ayrıca, Hoca'nin küçük
bir tepeyi dağ haline getirdiğini belirtir.
Bunun üzerine, Hoca’yı mahkemeye gitmekten başka hiçbir şey tatmin etmez. Hoca
ısrarlıdır ve genç adamın kabul etmekten başka çaresi yoktur. Kadıya giderler.
Kadı her iki tarafı da dinler. Ancak kadı genç adamın arkadaşı olduğundan, onu
müşkül durumdan kurtarmanın çaresine bakarken, Hoca’yı da yumuşatmaya çalışır.
-Hoca, hislerini anlıyorum. Herkes ayni şeyleri hissederdi bu durumda. Simdi ne
dersin, bu genç adam kendine bir tokat atsa kabul eder misin?
Hoca bununla tatmin olmaz, ısrar eder mahkeme yapılsın der.
Bunun üzerine kadı, genç adama 5 kuruş ceza verir ve gidip getirmesini söyleyip
kürsüden iner.
Hoca, genç adamın dönmesini bekler. Bir saat geçer, iki saat geçer fakat genç
adamdan ses seda yoktur. Mahkeme kapısının kapanmasına az kalmışken, Hoca kadının,
en meşgul bir anında ensesine okkalı bir tokat atar ve ekler,
-Kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyemecegim.
Gelirse söyle ona, 5 kuruşu sana versin!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder