Merhaba,
17 Ağustos 1999 depreminin 14. yılını geride bıraktık…
Resmi kayıtlara göre 17.480 vatandaşımız hayatını kaybetti, 23.781 kişi yaralandı, 505 kişi ise sakat
kaldı. 285.211 konut, 42.902 iş yerinde hasarlar oluştu. Aradan yıllar
geçmesine rağmen, toplum ve birey olarak,
bu acı yüreklerimizde hala taptaze.
17 Ağustos tarihi kuşkusuz birçok kişinin hayatında olduğu gibi
gayrimenkul sektörü için de bir dönüm noktası oldu. Geçen zaman,
hem güvenli binaların yapımında,
hem de sektördeki yenilik ve yatırımların ivme kazanmasında etkili
oldu. Bina güvenliğine
bakıldığında, eski yapılara göre çok
daha sağlam ve güvenli yapıların inşa edildiğini söylemek mümkün. Ancak halen
alınması gereken çok yol var. Beklenen yasal düzenlemelerin hayata geçmesiyle
olası hataların engellenmesi, müteahhitlik ayağının belli bir disiplinle
denetlenmesi, dünya standartlarının üstünde güvenli binaların inşa edilmesi ve
dolayısıyla yeni acılar yaşanmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Diğer taraftan ülkemizde gayrimenkul sektörü,
özellikle son 10 yılda kayda değer biçimde öne çıkarak yatırımcılar için
giderek daha cazip fırsatlar sunmaya başladı. Avrupa ve ABD gayrimenkul
pazarlarında son ekonomik kriz ve küresel mali daralmanın olumsuz etkileri
hissedildiği halde, Türkiye’deki gayrimenkul pazarı gelecek vaat etti.
PricewaterhouseCoopers ve Urban Land Institute tarafından hazırlanan ‘Avrupa - Gayrimenkulde
Yükselen Trendler’ raporu, Türk gayrimenkul sektörünün gerek yerel gerekse
küresel anlamda nasıl ilgi odağı olduğunu gözler önüne serdi. Emlak Sektörü
Yabancı Yatırımcılar Birliği (AFIRE) tarafından gerçekleştirilen bir başka
araştırmaya göre, Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında gayrimenkul
yatırımlarına ev sahipliği açısından en cazip üçüncü ülke olarak öne çıktı.
Jones Lang LaSalle tarafından hazırlanan Türkiye’de çeşitli sektörlerin
değerlendirildiği ‘Türkiye Gayrimenkul Pazarı Görünümü 2013’ ilk yarı raporuna
göre ise sektöre yeni oyuncular gireceği açıklandı. Raporda gayrimenkul
pazarına 2013 yılının ikinci yarısında, yeni ofis binaları, perakendeciler ve
oteller ve gibi yeni oyuncular gireceği ve bu yeni oyuncularla birlikte
sektörde bir hareketlilik oluşması beklendiği açıklandı.
Tüm bu gelişmeler ve araştırmalar ışığında Türk
gayrimenkul sektörü, ülkenin gelişen ekonomik rakamları paralelinde ve değişen
nüfus faktörleri sayesinde yatırımcılara büyük fırsatlar sunuyor. Gayrimenkul
sektörü ekonomiye olan etkisinin yanı sıra toplumda da birçok kişi tarafından
merakla takip ediliyor. Bizler de bu sayımızda, sektörün bilinmeyen yönlerini,
uzmanlarının gözünden siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz. Mutlu günler
dileriz…
Saygılarımızla,
HRM Danışmanlık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder